Ablaya Duygusal Mektup Gibi Yanıt
Sanat dünyasının sevilen sesi Gülden Karaböcek, Kanal D ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor Hayatta” programında yaptığı açıklamalarla Türkiye’nin gündemine oturdu. Ablası Neşe Karaböcek’in “İşte Benim Masalım” adlı kitabında kendisine yönelttiği ihanet suçlamalarına ilk kez yanıt veren Gülden Karaböcek, gözyaşlarına hâkim olamadı.
Programda zaman zaman sesi titreyen, zaman zaman da derin bir sükûnetle konuşan Karaböcek, “Ben susmayı tercih ettim. Ama artık susmam mümkün değil. Gerçekler ortaya çıkmalı” diyerek sözlerine başladı.
"HERKESİN ÖNÜNDE BENİ REZİL ETTİ"
Neşe Karaböcek’in kendisini halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştığını ifade eden Gülden Karaböcek, yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı:
“Ablam beni ortaya döktü. Adımı afişe etti. Hem sahneden etmek, hem de benden kurtulmak istedi. Ailemi bana karşı doldurdu, sokakta kaldım. Eniştemle evlilik bir mecburiyetti, ama o da planlıydı. Yardım eder gibi yaptı, sonra emeklerimi sömürdü. Bir ev açmak istedim, destek olmadı. 12 yıl sürdü o evlilik ama hiçbir zaman gerçek bir yuva olmadı.”
"Aşk Yoktu, Zorlandım, Mecbur Kaldım"
Yıllar boyunca merak konusu olan eniştesiyle evliliği hakkında da konuşan sanatçı, bu konuyu ilk kez bu kadar açık dile getirdi. “Bir aşk meselesi değildi. Mecbur edildim. Ve en çok da ablam zorladı. Ben yalnızdım, param yoktu, gidecek yerim yoktu. Olayların akışında evlilik gelişti” sözleriyle hayatındaki kırılma noktalarına ışık tuttu.
“Keşke Doğmasaydım”
Açıklamalarında sık sık pişmanlık ve kırgınlıklarını dile getiren sanatçı, “Bu evlilikten çok pişmanım. 'Keşke doğmasaydım' diyorum bazen. Ama ablam beni affetmez. Çünkü affederse mağduriyeti biter. O da bunu fırsata çeviriyor, kitap yazıyor, klip çekiyor. Ben asla tenezzül etmem” diyerek tepki gösterdi.
Barışma Umudu ve Özlem
Tüm kırgınlıklara rağmen içindeki özlemi gizleyemeyen Gülden Karaböcek, “Onun o yumuşacık yanaklarını öpmek isterim. Elbet bir gün Allah’ın huzurunda her şey ortaya çıkar. Mahşerde konuşuruz. Ben mahalle tellalı gibi çıkıp anlatamam” sözleriyle hem derin bir hüznü hem de içten bir barış çağrısını dile getirdi.