Kıbrıs’ın kalbinde kültür, sanat ve damak zevkinin buluşma noktası
Akdeniz’in incisi Kıbrıs’ta yer alan ve sunduğu üst düzey hizmetlerle öne çıkan Elexus Hotel, düzenlediği “Şeflerin Düeti” etkinliğiyle gastronomiyi, sanatı ve lüks konaklamayı aynı çatı altında buluşturdu. Türkiye’nin önde gelen tenorlarından Hakan Aysev ile Elexus Hotel Executive Şefi Veli Bayraktar’ın ortaklaşa yürüttüğü bu özel organizasyon, katılımcılara üç gün boyunca unutulmaz anlar yaşattı.
Lezzetle Harmanlanan Sanat Dolu Akşamlar
Etkinliğin en özel anı, Aysev ve Bayraktar’ın birlikte hazırladığı seçkin menünün sunulduğu akşam yemeği oldu. Türk, Kıbrıs, İtalyan ve Yunan mutfaklarının rafine tatlarından oluşan bu menü, konuklara hem damakta hem kalpte iz bırakan bir yolculuk sundu. Gecenin sonunda sahne alan Aysev, Akdeniz ezgileriyle konukları adeta büyüledi.
Modern Yorumlarla Zenginleşen Akdeniz Sofraları
Etkinliğin ilk gecesinde Elexus Hotel’in özgün konseptlerinden Meyan Ocakbaşı, misafirlere sunuldu. Şef Bayraktar’ın modern dokunuşlarıyla hazırlanan menüde, Kıbrıs’ın yerel tatları Akdeniz’in çağdaş lezzetleriyle harmanlandı. Gelenekle yeniliğin buluştuğu sofralar, gastronomi tutkunlarına unutulmaz bir deneyim sundu.
Elexus Hotel: Konforun ve Kalitenin Simgesi
Etkinlik süresince Elexus Hotel’in sunduğu ayrıcalıklı imkanlar büyük beğeni topladı. Deniz manzaralı lüks odalar, özel plaj, dünya mutfağından seçkiler sunan restoranlar, SPA ve wellness alanları ile Elexus, misafirlerine sadece bir konaklama değil, tam anlamıyla bir yaşam deneyimi sundu.
Şef Veli Bayraktar: “Bu Bir Kültür Yolculuğuydu”
35 yılı aşkın tecrübesiyle uluslararası mutfaklarda önemli başarılara imza atan Şef Veli Bayraktar, etkinlikle ilgili şunları söyledi:
“Kıbrıs mutfağı, derin bir mirasa sahip. Biz bu projeyle, bu mirası uluslararası sahneye taşımayı hedefledik. Hakan Aysev ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, bir düetin çok daha ötesine geçti; bu bir kültür yolculuğuydu.”
Tenor Hakan Aysev: “Müzik ve Lezzet Aynı Potada Eridi”
Ünlü tenor Hakan Aysev de duygu dolu sözleriyle etkinliğin ruhunu şu şekilde özetledi:
“Luciano Pavarotti’den öğrendiğim özel bir tarifi Kıbrıs’ın eşsiz ürünleriyle birleştirdik. Bu sofralar, bu melodilerle bütünleşince ortaya eşsiz bir uyum çıktı. Hem sahnede hem mutfakta olmak benim için unutulmazdı.”