L’Officiel Türkiye’nin Nisan Sayısına Damga Vurdu
Uluslararası arenada tanınan, güçlü duruşu ve zarafetiyle milyonların sevgisini kazanan Meryem Uzerli, bu kez sadece oyunculuğuyla değil, felsefi bakış açısı ve içsel dönüşüm yolculuğuyla gündemde. L’Officiel Türkiye Nisan sayısının kapağında yer alan Uzerli, kadınlara dayatılan güzellik normlarından, kıskançlığa olan yaklaşımına, dönüşüm sürecinden ilham veren açıklamalarına kadar birçok konuda içtenlikle konuştu.
Türkiye’nin önde gelen moda markalarından Love My Body’nin 2025 İlkbahar-Yaz koleksiyonuna ilham veren Uzerli, Adil Işık Group ile olan iş birliğiyle de öne çıkıyor. Güzelliği sadece dış görünümle sınırlamayan Uzerli, özgüveni, samimiyeti ve içsel derinliğiyle adeta bir rol model haline geliyor.
Güzellik Trend Değil, İçten Gelen Bir Işık
Meryem Uzerli, güzelliğe dair yaklaşımını şu sözlerle açıklıyor:
"Kendimi ilk ne zaman güzel hissettiğimi hatırlamıyorum. Güzellik kavramı değişiyor. Benim için önemli olan genç hissetmek değil, sağlıklı ve mutlu olmak."
Bu ifadeler, medya dünyasının yüzeysel güzellik algılarına karşı derinlikli bir duruşu temsil ediyor. Uzerli, güzelliği bir trende uymak olarak değil, “içten gelen bir ışıkla parlamak” olarak tanımlıyor. Bu anlayış, hem kendisini hem de çevresindekileri olumlu yönde etkileyen bir dönüşüm sürecinin parçası.
“Kendimi Değil, Çevremdeki İnsanları Değiştirdim”
Oyunculuğu kadar duygusal zekâsı ve felsefi bakış açısıyla da dikkat çeken Meryem Uzerli, kendi bedenine olan bakış açısını ve çevresiyle kurduğu ilişkiyi şöyle anlatıyor:
“Hayatım boyunca bedenimi sevdim. Beni rahatsız eden, insanların bana eksikmişim gibi hissettirmeye çalışmasıydı. Bu yüzden kendimi değiştirmek yerine, çevremdeki insanları değiştirmeyi tercih ettim.”
Bu yaklaşım, özellikle sosyal medyada ve popüler kültürde sürekli değişen beden standartlarına karşı bir başkaldırı niteliğinde. Uzerli’nin bu duruşu, birçok kadına ilham veriyor ve beden olumlama kavramını bir adım öteye taşıyor.
Kıskançlıkla Arasına Mesafe Koyan Bir Kadın
Röportajda dikkat çeken bir diğer konu ise kıskançlık. Uzerli, kıskançlık duygusunu tamamen reddetmese de bu duygunun ancak geçmişten gelen çözülmemiş meselelerle ortaya çıktığını vurguluyor:
“Kıskançlıkla pek bağım yoktur. Ama bir ilişki içindeysem, bu duygu zaman zaman ortaya çıkabilir. Ancak doğru bir partnerin bu duygunun filizlenmesine izin vermeyeceğine inanıyorum.”
Bu ifadeler, Uzerli’nin ilişkilerde duygusal farkındalık ve kendini tanıma konusundaki derinliğini yansıtıyor.
Meryem’in Felsefi Dönüşümü
Modern dünyanın karmaşasında birçok insan gibi Meryem Uzerli de içsel bir yolculuğa çıkmış durumda. Fakat bu yolculuk onun için bir trend değil, varoluşsal bir gerçeklik:
“Bu yeni bir moda değil. Hep vardı. Psikanalistler, filozoflar, spiritüel bilginler... Hep dönüşümle ilgilendiler. Ben de bu yolda ilerliyorum.”
Ölüm düşüncesiyle yüzleşmenin kendisi için zor olduğunu belirten Uzerli, dönüşümün hayat boyu süren bir süreç olduğuna inanıyor. Bu bakış açısı, onun sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir gelişim süreci yaşadığını gösteriyor.
İlham Veren Kadın Figürü Olarak Meryem Uzerli
Kadınlara karşı duyarlı, nazik ve motive edici tavırlarıyla tanınan Uzerli, yalnızca bir oyuncu değil; aynı zamanda bir dönüşüm elçisi olarak da dikkat çekiyor. Moda dünyasındaki etkisi, özgün duruşu ve samimi açıklamaları sayesinde, hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda ilham verici bir figür haline gelmiş durumda.
Uzerli'nin bu röportajda dile getirdiği düşünceler, günümüz kadınlarının kendini tanıma, özgüven kazanma ve toplumsal normlara karşı duruş sergileme mücadelesine ışık tutuyor.