
Şebnem Schaefer, Almanya'da büyürken yaşadığı kimlik karmaşasını ve Türkiye'de başladığı kariyerinde karşılaştığı ötekileştirmeleri anlatarak, iki kültürün getirdiği zenginliği nasıl kabul ettiğini paylaştı.

Kimlik ve Aidiyet Arayışı
Şebnem Schaefer, film çekim sürecinde geçmişiyle yüzleşerek, Almanya ve Türkiye'de geçirdiği zorlu yıllara dair samimi açıklamalarda bulundu. Çocukluk ve gençlik yıllarında kimlik ve aidiyet karmaşası yaşadığını belirten Schaefer, iki kültür arasında sıkışan bir kimlik duygusuyla büyüdüğünü söyledi.

Almanya'da Türk Kimliğiyle Övünmek
Almanya'da büyüyen Schaefer, ilk yıllarda Türk müziği dinleyip, Almanya'da yaşamaya devam ederken kimlik sorgulaması yaşadığını ifade etti. "Alman mıyım, Türk müyüm?" diye düşündüğü zamanlarda, Türk müziğini severek dinlediğini ancak etrafındaki arkadaşlarının çoğunun Alman olduğunu belirtti. Ancak, 2. sınıfta tanıştığı bir Türk arkadaş sayesinde kendini daha fazla Türk kimliğiyle tanıma fırsatı buldu. Bu dönemde çevresinin, Türk kimliğini kabul etmekte zorlandığını da dile getirdi.

Türkiye'de Farklı Kimlik Kullandı!
Schaefer, Türkiye'ye gelmeye başladığı yıllarda ise farklı bir ötekileştirmeyle karşılaştığını belirtti. Almanya'dan gelen biri olarak, burada da "Alman" olarak etiketlendiğini ve kimliğini sahiplenmenin zor olduğunu paylaştı. Almanya'da Türk kimliğiyle gururlanırken, Türkiye'ye gelince Almanca aksanı nedeniyle dışlandığını söyledi. Hatta, Türkiye’de "Jennifer Schaefer" ismini kullanarak, oradaki kimliğini gizlemeyi tercih ettiğini de ekledi.

Milliyetçilik Eğitimi Aldı
Annesinin, Türkiye'deki kültürel değerleri unutmasını istemediğini ve bu sebeple milliyetçilikle ilgili özel bir eğitim verdiğini de sözlerine ekleyen Schaefer, 10 Kasım’da annesinin her zaman siren seslerini dinlettiğini, bu anlarda ayakta durduğunu ve bu davranışlarının Türk kültürüne olan bağlılığını pekiştirdiğini belirtti. "Annem Türk kültürünü unutmayalım diye bizi çok milliyetçi büyüttü" diyen Schaefer, Türkçe’yi de annesinin öğrettiğini vurguladı.

İki Kültürün Güzel Yanları
Schäfer, Almanya'da yaşadığı zorbalıkları hatırlatarak, kendisini çevresindeki diğer insanlardan farklı görüp onlara yabancılaşmaya başladığını söyledi. Ancak zamanla, her iki kültürün de kendine has güzellikleri olduğunu fark etti. Hem Türk hem de Alman kültürlerinin iyi yönlerini benimsediğini ve her iki kültürden de beslenerek zenginleştiğini belirtti. Şebnem Schaefer, bugün Türkiye'yi sevdiğini ancak Almanya’yı da sevdiğini, ancak nihayetinde Türkiye'yi yaşam alanı olarak seçtiğini ifade etti.