Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda, sırtını Toroslara yaslamış, önünü bereketli ovalara açmış kadim bir şehir Kahramanmaraş. Ahir Dağı’nın eteklerinde, Anadolu’nun tarihini ve ruhunu taşıyan bu şehir; hem binlerce yıl öncesine uzanan geçmişi hem de kültürel zenginliğiyle ziyaretçisini büyüler. Yalnızca bir tatlı değil, bir gurur vesilesi olan dondurmasıyla tanınan şehir, Kurtuluş Savaşı’ndaki direnişiyle kazandığı “Kahraman” unvanını taşımaktan da onur duyar. Maraş, yalnızca mutfağıyla değil; doğal güzellikleri, inanç merkezleri ve arkeolojik hazineleriyle de keşfedilmeyi hak ediyor. Şehrin sokaklarında dolaşırken dondurmanın serinliğini damağınızda, tarihin ağırlığını ise kalbinizde hissedeceksiniz.
Afşin’deki Eshab-ı Kehf Külliyesi: İnancın ve tarihin buluştuğu nokta Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde, şehir merkezine yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta yer alan Eshab-ı Kehf Külliyesi, hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilen tarihi bir mekândır.
Antik Çağ’dan beri varlığı bilinen bu mağara, çevresine inşa edilen külliye ile zaman içinde sadece bir ziyaret noktası değil, aynı zamanda bir kültür ve ilim merkezi haline gelmiştir. Efsaneye göre burada, Allah'a inandıkları için zulme uğrayan ve mağarada yüzyıllarca uyuyan gençlerin hikayesi anlatılır. Bu yönüyle hem manevi hem de tarihi bir değere sahip olan külliye, ziyaretçilerine mistik bir deneyim sunar.
Başkonuş Yaylası: Doğayla baş başa bir nefes Şehir merkezine yaklaşık 50 kilometre mesafede yer alan Başkonuş Yaylası, Kahramanmaraş’ın doğa turizmi açısından en özel duraklarından biri. Sedir, köknar, meşe ve ardıç ağaçlarıyla bezenmiş ormanı, endemik bitkileri ve rengarenk çiçekleriyle her mevsim farklı bir güzelliğe bürünen yayla, aynı zamanda göçmen kuşların da uğrak yeridir.
Sümbül ve salep gibi nadide türleri bünyesinde barındıran bu yaylada yürüyüş yapabilir, temiz havanın tadını çıkarabilir, kamp yaparak doğayla bütünleşebilirsiniz. Başkonuş, yalnızca bir doğa kaçamağı değil, aynı zamanda sürdürülebilirliğe önem veren bir ekosistem örneği.
Ali Kayası ve Menzelet Gölü: Cam terasta nefes kesen manzara Kahramanmaraş’ın kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Bulutoğlu Mahallesi’nde yer alan Menzelet Barajı ve Ali Kayası Cam Teras, şehrin doğal güzelliklerini seyretmek isteyenler için ideal bir rota.
160 metre yükseklikteki cam teras, gökyüzüyle bütünleşmiş bir manzara sunarken, çevresindeki yürüyüş parkurları, çocuk oyun alanları ve restoranlarla da keyifli bir gezi vadediyor. Baraj gölünün huzur veren manzarasıyla birlikte, terasta birkaç dakikalık bir sessizlik bile ruhunuza iyi gelecek.
Germanicia Mozaikleri: Toprağın altından çıkan görkem Kahramanmaraş’ın antik adı olan “Germanicia” ismi, Roma İmparatoru Kaligula’ya ithafen verilmiş. Şehir, MS 1. yüzyıldan itibaren Roma topraklarına katılmış ve zamanla zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapmıştır. 2009 yılında başlatılan kazılarla gün yüzüne çıkan Germanicia Mozaikleri, geç Roma ve erken Bizans dönemlerine ait görkemli taban süslemelerinden oluşuyor. Sadece sanatsal değil, aynı zamanda sosyoekonomik hayat hakkında da bilgiler sunan bu mozaikler, şehrin geçmişine ışık tutuyor. Bugün örenyeri olarak ziyaretçilerini ağırlayan Germanicia, Kahramanmaraş’ın tarihi katmanlarının yalnızca bir örneği.
Damakta iz bırakan bir mutfak: Maraş sofrası Kahramanmaraş mutfağı, et ve baharatın ön planda olduğu güçlü bir lezzet geleneğine sahip.
Tarhana çorbası, içli köfte ve eli böğründe gibi yemeklerin yanı sıra; tırşik çorbası, mumbar dolması ve paça çorbası da bu mutfağın karakteristik tatları arasında yer alır.
Özellikle sadece keçi sütü ve salep ile yapılan, dövülerek kıvam kazanan Maraş dondurması dünyaca tanınmıştır. Kaşık yerine bıçakla kesilen bu özel tat, şehrin simgelerinden biri. Ayrıca Maraş biberi, cevizli sucuk ve Maraş çöreği gibi ürünler de sofraların vazgeçilmezi