Osmanlı’nın doğduğu topraklar: Bilecik Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Bilecik, Anadolu’nun kalbinde, sakin ama derinlikli bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerinin atıldığı bu topraklar, sadece tarihiyle değil; doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve geleneksel yaşam biçimiyle de dikkat çekiyor. Bugün Bilecik’e bir yolculuk, adeta geçmişle bugünün harmanlandığı bir zaman tüneline girmek gibi.
TARİHİN İZİNDE BİR YOLCULUK
Bilecik’in merkezinde yer alan Şeyh Edebali Türbesi, şehrin en önemli simgelerinden biri. Osman Gazi’nin kayınpederi ve Osmanlı’nın manevi kurucusu kabul edilen Şeyh Edebali’nin kabri, sade mimarisi ve huzur dolu atmosferiyle ziyaretçilerini hem tarih hem de manevi bir yolculuğa çıkarıyor. Türbe kompleksinde yer alan mescit ve dergah yapıları da Osmanlı’nın kuruluş yıllarının izlerini taşıyor.
Şehir merkezinde yer alan Rüştiye Mektebi, bugün Bilecik Belediyesi binası olarak hizmet veriyor. Osmanlı döneminden kalma bu yapı, eğitimin ve kamu hizmetlerinin tarihsel sürekliliğini sembolize ediyor. Yine merkezde bulunan Bilecik Saat Kulesi, kare planlı yapısı ve kesme taş mimarisiyle şehrin siluetine tarihi bir karakter katıyor.
DOĞAYLA BAŞ BAŞA
Tarihi dokunun yanı sıra, doğa severler için de Bilecik’te çok sayıda alternatif mevcut. Özellikle şehir merkezine oldukça yakın konumda yer alan Pelitözü Gölpark, göl kenarındaki yürüyüş yolları, piknik alanları ve saltanat kayığıyla yapılan tekne turlarıyla hem dinlenmek hem de keyifli vakit geçirmek isteyenlere hitap ediyor. Daha macera dolu bir deneyim arayanlar için ise Enduro ve ATV Motocross parkurları şehrin çevresinde adrenalin dolu bir alternatif sunuyor.
Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde yer alan Küçükelmalı Tabiat Parkı, doğayla baş başa kalmak isteyenler için ideal. Orman içi yürüyüş yolları, kamp alanları ve fotoğrafçılık açısından sunduğu zengin manzaralarla bu park, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenleri cezbediyor.
OSMANELİ VE SÖĞÜT: TARİH VE KÜLTÜRÜN BULUŞTUĞU NOKTALAR
Osmaneli ilçesi, geleneksel Osmanlı sivil mimarisini yansıtan Tarihi Osmaneli Evleri ile dikkat çekerken, Rüstem Paşa Camii ve Aya Yorgi Kilisesi gibi yapılar da ilçenin çok kültürlü geçmişine işaret ediyor. Ayrıca, Lefke bezinin dokuma atölyeleri, sepet örme gelenekleri ve yerel lezzetleriyle Osmaneli, kültürel deneyim arayanlar için zengin bir durak.
Bir başka önemli ilçe ise kuşkusuz Söğüt. Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Ertuğrul Gazi’nin türbesi burada yer alıyor ve her yıl Eylül ayında düzenlenen Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlikleri ile binlerce kişiyi ağırlıyor. Kuyulu Mescit, Hamidiye Külliyesi, Söğüt Müzesi ve Çelebi Mehmet Camii gibi yapılar, ilçenin tarihî dokusunu tamamlıyor. Ayrıca Osmanlı temalı dizilere kostüm üreten atölyeler, ziyaretçilere farklı bir deneyim yaşatıyor.
LEZZETLER VE EL SANATLARI
Bilecik’in mutfağı da en az tarihi kadar zengin. Özellikle boza, tahinli dondurma ve çeşitli helva türleri mutlaka tadılması gereken yöresel lezzetler arasında. Ayrıca Pazaryeri ilçesine bağlı Kınık Köyü’nde yer alan çömlek atölyeleri, geleneksel el sanatlarını yakından görme ve deneyimleme fırsatı sunuyor. Bu atölyelerde çömlek yapımını bizzat tecrübe etmek hem eğitici hem de keyifli bir etkinlik.
GÖKYÜZÜNE UZANAN SERÜVENLER
Macera tutkunları için Bilecik sadece toprakta değil, gökyüzünde de eşsiz deneyimler sunuyor. Gölpazarı’nda yer alan Meryem Dağı, yamaç paraşütü yapmak isteyenler için ideal. Aynı zamanda Yenipazar Kanyonu ve çevresinde gökyüzü gözlemi yaparak doğa ile iç içe unutulmaz anlar yaşamak mümkün.
BİR ŞEHİRDEN FAZLASI
Bilecik, sadece tarihi bir miras değil, aynı zamanda yaşayan bir kültür. Bu şehirde hem geçmişin izlerini sürebilir hem de bugünün değerlerini keşfedebilirsiniz. Osmanlı’nın doğduğu bu mütevazı topraklarda, tarihin derinliklerinden gelen bir ses hâlâ yankılanıyor: “Geçmişini bil ki geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilesin.” Bilecik, bu yürüyüşün en anlamlı duraklarından biri olmayı sürdürüyor.