A Milli Takım’ın tecrübeli isimlerinden Zeki Çelik, turnuvalarda “ilk 90 dakika”nın neden bu kadar belirleyici olduğunu kendi yaşadıkları üzerinden anlattı. Hem EURO 2020’deki kırılma anını hem de EURO 2024’te yakalanan psikolojik eşiği işaret ederken, perde arkasından hiç bilinmeyen bir detayı da paylaştı: kampın karaoke gecesi.
Zeki Çelik’e göre turnuvalarda ilk maç sadece puan değil, takımın ruh halini de belirliyor. 2020’de İtalya’ya karşı alınan mağlubiyet sonrası “gardın düştüğünü ve toparlanmanın zorlaştığını” söylerken, 2024’te Gürcistan galibiyetinin takımı bambaşka bir havaya soktuğunu vurguluyor.
Bu bakış, turnuva psikolojisinin en çıplak özeti:
Kaybetmemek kontrol hissini koruyor.
Kazanmak ise özgüveni yukarı çekip “devamı gelir” duygusunu büyütüyor.
Dahası, kadroda yer alan tecrübeli oyuncuların aynı turnuva baskısını daha önce görmüş olması, gençlerin omuzlarındaki yükü azaltabiliyor.
Her başarılı hikâyenin içinde bir “keşke” taşıyan an olur. Zeki için o an Hollanda maçında kaçırdığı gol. Bunu anlatırken bir yandan futbolun acı gerçeğini kabul ediyor: “Bazen böyle anlar olabiliyor.”
Kıyasladığı anı da çok tanıdık: Semih Şentürk’ün 2008’de Hırvatistan’a attığı golü hatırlıyor; “benim için de öyle bir an olabilirdi” diyerek, o pozisyonun kişisel hafızasında nasıl yer ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Kariyerini İtalya’da Roma formasıyla sürdüren Zeki Çelik, başkent ekibinde istikrarın simge isimlerinden biri haline geldi. Bordo-sarılı kulüpte birçok teknik direktörle çalışma fırsatı bulan milli futbolcu, Jose Mourinho, Daniele De Rossi, Ranieri ve son olarak Gian Piero Gasperini gibi üst düzey isimlerden önemli kazanımlar elde etti.
Roma taraftarının kendisine duyduğu güven, sahaya da net şekilde yansıyor. Özellikle hücum-savunma arasındaki dinamizmi nedeniyle efsane sağ bek Cafu ile kıyaslanan Zeki’ye, Roma tribünlerinde “Il Pendolino” lakabı takılmış durumda. Tren gibi gidip gelen oyun tarzı, bu benzetmenin temel nedeni olarak öne çıkıyor.
Zeki Çelik’in Avrupa kariyerindeki en önemli kırılma noktalarından biri ise Fransa günleri oldu. Lille formasıyla Ligue 1’de gösterdiği performans, onu Avrupa vitrinine taşıdı. İlk sezonunda Şampiyonlar Ligi bileti alan Lille, sonraki yıllarda ise unutulmaz bir başarıya imza attı.
Burak Yılmaz ve Yusuf Yazıcı’nın da kadroda yer aldığı sezonda Lille, yıldızlarla dolu PSG’yi geride bırakarak şampiyonluğa ulaştı. Zeki Çelik, bu başarıyı kariyerinin en özel anlarından biri olarak tanımlarken, “PSG’nin önünde şampiyon olmak kolay bir şey değil” sözleriyle başarının büyüklüğünü vurguluyor.