Türk savunma sanayisi, Birleşmiş Milletler’in Afrika’daki barışı koruma operasyonlarında kritik bir rol üstlenecek.
ASER Teknoloji tarafından geliştirilen RF jammer (radyo frekansı karıştırıcı) sistemleri, bu operasyonlarda görev yapan zırhlı araçların güvenliğini artırmak amacıyla kullanılacak.
ASER Teknoloji, BM'nin zırhlı araçları için açtığı RF jammer ihalesinde uluslararası rakiplerini geride bırakarak önemli bir başarıya imza attı.
Test ve eğitim süreçlerinin ardından sistemler başarıyla teslim edildi.
ASER Teknoloji Genel Müdürü Ertan Murat, şirketin bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri ve çeşitli kolluk kuvvetleri için jammer sistemleri geliştirdiğini belirtti.
Güvenlik güçlerine yönelik uzun yıllara dayanan bu teknolojik katkının, sahadaki ihtiyaçlara göre şekillendiğini vurguladı.
20 yıllık birikimle sahaya özel teknoloji
Afrika’daki Birleşmiş Milletler görevinde kullanılacak yeni nesil RF jammer sistemlerinin, uzaktan kumandalı el yapımı patlayıcılara (IED) ve dronlara karşı etkili, taktik sınıf çözümler sunduğunu aktaran Murat, sistemlerin hem kapsam hem de performans açısından kritik avantajlar sağladığını ifade etti.
“20 yılı aşkın süredir güvenlik güçlerimize hizmet eden bir ekip olarak, gerçek saha ihtiyaçlarına uygun, çok daha geniş spektrumda etkinlik sağlayan bir karıştırma teknolojisi geliştirdik. 4.5G, 5G, dron ve GNSS frekans bantlarını da kapsayan bu sistemlerle, menzil ve etkinlik açısından önemli bir sıçrama sağladık.”
BM envanterinde Türk teknolojisi
Projenin Birleşmiş Milletler envanterine girmiş olmasının büyük bir gurur kaynağı olduğunu ifade eden Murat:
“Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın kriterlerine uygun olarak geliştirdiğimiz bu sistemlerle, yurt dışındaki operasyonel görevlerde de ülkemizi temsil etmekten mutluluk duyuyoruz. Bu süreçte emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarımıza, proje paydaşlarımıza, tedarikçilerimize ve alt yüklenicilerimize teşekkür ederiz. Özellikle proje başlangıcındaki katkıları nedeniyle EHSİM Elektronik firmasına da ayrıca minnettarız” dedi.
Türkiye’nin dost ve kardeş ülkelerle yürüttüğü savunma iş birliklerine katkı sunan bu proje, aynı zamanda Türk savunma sanayisinin küresel güvenlik altyapısındaki artan rolünü de ortaya koyuyor.