Van Gölü’nde Çekilen Suların Altından Tarih Fısıldıyor
Hiç düşündünüz mü? Her yaz kıyısında serinlendiğiniz, tekne gezisine çıktığınız Van Gölü, aslında sizi izliyordu.
Sadece bakmasını bilen bir göz, gölün yüzeyinin altında yatan binlerce yıllık sırrı görebilirdi. Ama görmedik.
Ta ki sular çekilene kadar…
Son 15 yılın en büyük su kaybı Van Gölü’nde yaşanıyor. Çekilme, yer yer 10 metreyi buldu. Ama beraberinde ortaya çıkanlar sadece kuru toprak değil…
Tarihin susturulmuş bir katmanı: Osmanlı’dan Urartu’ya uzanan, taşlara gömülmüş bir geçmiş gün yüzüne çıkıyor.
O Kale Oradaydı — Hep Oradaydı
Van’ın Erciş ilçesinde, çekilen suların ardında bir yapı belirdi: Taş duvarları hâlâ sağlam, köşe hatları ayakta, sanki dün terk edilmiş gibi. İlk bakışta bir Osmanlı kalesi gibi görünüyor. Ama detaylar, bu yapının daha derin bir geçmişe işaret ettiğini söylüyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Doğu, kalenin kökeninin Urartulara kadar uzandığını ve Osmanlılar tarafından restore edilerek yeniden kullanıldığını belirtiyor. Bu da tek bir anlam taşıyor:
Aynı taşlar, farklı çağlarda yeniden ve yeniden hayata karışmış.
Suyun Altında Sürgün Edilmiş Bir Şehir Mi Var?
1840’lı yıllarda Erciş’in eski yerleşim alanı tam da bugün suyun çekildiği yerdeydi. Sular yavaş yavaş yükselince şehir geriye, iç bölgelere doğru çekilmiş. Ama yerinde ne kaldı?
Doğu’ya göre, Urartular burada 3 bin yıl önce yaşıyordu. Ve evet — hâlâ suyun altında onların izleri korunuyor olabilir. Kaleler, mezarlar, belki de hiç dokunulmamış tapınaklar...
Bu, sadece arkeolojik bir durum değil; bu bir sessiz anlatının yeniden ses bulması. Göl, yıllar boyunca üzerini örttüğü geçmişi şimdi kelime kelime geri veriyor.
Ama Neden Şimdi?
İklim krizi, su rejiminin bozulması ve yağış eksikliği… Her biri, gölü yavaş yavaş geriye çekiyor. Ama bu doğal felaketin içinde başka bir şey doğuyor:
Görülmemiş bir tarihle ilk kez göz göze gelme fırsatı.
Sıra Kimde?
Belki de bu yalnızca bir başlangıç. Belki de Van Gölü’nün derinliklerinde daha büyük yapılar, daha eski sırlar yatıyor. Belki de biz, sadece üst katını gördük 3 bin yıllık bir şehrin.
Ve belki de… her gün yanından geçip gittiğimiz nice yer, bize bakıyor.
Ama biz hâlâ görmüyoruz.