Türkiye’nin içilebilir nitelikteki sayılı su kaynaklarından biri olan Sapanca Gölü, son iki yılda 60 milyon metreküplük su kaybı ile kritik bir eşikte. Artan sıcaklıklar ve küresel iklim değişikliğinin yansıması olan kuraklık, sadece doğayı değil, milletimizin ortak geleceğini tehdit ediyor.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve SASKİ, göl seviyesindeki 2 metre 6 santimetrelik dramatik düşüşe karşı çok yönlü mücadele başlattı. Kentin yaklaşık bir yıllık içme suyuna denk gelen bu kayıp, su tasarrufu ve bilinçli tüketimin artık bir tercih değil, ulusal bir sorumluluk olduğunu gözler önüne serdi.
Gölün Kıyısı Çekildi, Gelecek Geriye Gitti!
Göl kıyısında 15 ila 20 metrelik geri çekilmeler gözle görülür hâle gelirken, bölge halkı ve yetkililer arasında ciddi bir farkındalık dalgası oluştu. SASKİ, sadece uyarı yapmakla kalmayıp, sondajla alternatif kaynaklar üretme konusunda da adımlar attı. Böylece göl üzerindeki baskı azaltılıyor, geleceğin su güvenliği inşa ediliyor.
Devletin Kararlılığı: Suyun Stratejik Gücüne Sahip Çıkılıyor
Devlet kurumlarının koordinasyon içinde yürüttüğü bu çalışmalar, Türkiye’nin su politikaları konusundaki stratejik yaklaşımını bir kez daha ortaya koyuyor. Küresel iklim krizinin doğrudan etkilediği su kaynakları için geliştirilen yerli çözümler, Türkiye'nin bu alandaki bağımsızlığını ve dirayetini pekiştiriyor.
SASKİ tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sapanca Gölü’nün korunması sadece bugünün değil, çocuklarımızın da hakkını savunmaktır. Her bir vatandaşımızı suyu tasarruflu kullanmaya, milletçe ortak bir bilinçle hareket etmeye davet ediyoruz.Kaybedilen her damla, geleceğe vurulan bir darbedir.”
Bilinçsiz Tüketimle Değil, Milli Dayanışmayla Geleceğe!
Bu gelişmeler, bireysel alışkanlıkların ve toplumsal bilincin ne denli hayati olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye, su krizi karşısında da tek yürek olarak milli duruşunu göstermeli. Suyu korumak, sadece çevreci bir davranış değil, vatani bir görevdir.