Phillips: “Onunla gurur duyuyorum”
Prof. Nathan Phillips, Leominster kentindeki mahkeme binası önünde yaptığı açıklamada, Öztürk’ün serbest bırakılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
“Adalet geç geldi ama geldi. Rümeysa’nın uğradığı haksızlık, bu ülkenin adalet sisteminde hâlâ ciddi sorunlar olduğunu ortaya koydu.”
Phillips, açlık grevine 15 Nisan’da başladığını ve ilk 17 gün boyunca sıfır kaloriyle yaşadığını, ardından ise sadece ekmek ve suyla grevine devam ettiğini belirtti.
“Rümeysa’nın özgürlüğüne kavuşmasıyla birlikte grevimi sonlandırdım. Bu süreçte 8 kilogramdan fazla kaybettim ama şimdi toparlıyorum” dedi.
“Henüz işimiz bitmedi”
Phillips, yalnızca Rümeysa için değil, halen benzer adaletsizliklerle karşı karşıya olan birçok kişi için mücadelelerinin süreceğini vurguladı.
“Rümeysa’nın serbest kalması büyük bir adım ama hala birçok kişi haksız yere tutuklu. Özellikle Filistinli aktivist Mahmud Halil gibi isimlerin davası devam ediyor. Adaletin tam anlamıyla yerini bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz.”
ABD’de Üniversitelere Baskı Artıyor
Prof. Phillips, Trump yönetiminin başta Columbia ve Harvard gibi üniversiteler olmak üzere, kampüslerdeki Filistin’e destek gösterilerine yönelik baskıcı tutumunu da eleştirdi.
“Federal fonları keserek üniversiteleri susturmaya çalışmak hukuksuz bir girişimdir. Harvard direndi ama daha fazla kurumun birlikte hareket etmesi gerekiyor.”
Üniversite yönetimlerinin öğrenci ve öğretim üyelerinin yanında durmaları gerektiğini belirten Phillips, Boston Üniversitesi’nde yaşadığı baskılara rağmen geri adım atmadığını, hatta ofisinin camına astığı "Rümeysa’yı serbest bırakın" yazısının birkaç kez üniversite yönetimi tarafından indirildiğini hatırlattı.
Türkiye’den Vicdanları Rahatlatan Haber
Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılması, yalnızca Amerika'da değil, Türkiye'de de büyük bir memnuniyetle karşılandı. Masumiyetine rağmen altı hafta boyunca tutuklu kalan Öztürk, serbest bırakıldıktan sonra yaptığı ilk açıklamalarında da itidalli ve olgun bir duruş sergileyerek Amerikan demokrasisine yönelik eleştirilerini yapıcı bir üslupla ifade etti. Bu da kendisine destek veren çevrelerce takdirle karşılandı.