ABD, 2019 tarihli Suriye kararnamesinde önemli bir güncellemeye giderek, Türkiye’ye yönelik bazı yaptırımları hafifletti ve birtakım suçlamaları metinden tamamen kaldırdı. İşte detaylar...
Türkiye’ye Yönelik Yaptırımlar Hafifletildi
ABD Başkanı Joe Biden, Suriye’ye yönelik 2019 tarihli kararnameyi güncelleyerek, Türkiye’nin adı ve Suriye operasyonlarıyla ilgili ifadeleri metinden çıkardı. Daha önce Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı sırasında gündeme gelen “barışı bozmak, sivilleri tehlikeye atmak ve DEAŞ’a karşı mücadeleyi baltalamak” gibi suçlamalar artık resmi metinde yer almıyor.
Türkiye’nin Adı Kararnameden Silindi
Kararname metninden Türkiye’nin adının çıkarılması, yaptırımlara yönelik doğrudan bir değişiklik olmamakla birlikte, Ankara ile Washington arasındaki gerilimi azaltma yönünde atılmış bir adım olarak yorumlanıyor. Ayrıca, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarına yönelik herhangi bir otomatik yaptırım mekanizmasının da kaldırıldığı ifade edildi.
ABD’den Yeni Yaptırımlar Listesi
ABD, aynı gün içinde başka bir kararla Rusya ve Çin’e yönelik yeni yaptırımlar açıkladı. ABD Hazine Bakanlığı, özellikle Rusya’nın finans, savunma ve enerji sektörlerinden 100 hedefi kapsayan bir yaptırım paketi yayınladı. Bu kapsamda, Çin’den 9 kuruluş ve Rusya’dan 6 şirket ile 1 birey yaptırım listesine alındı.
ABD’nin Sudan’daki iç savaşa yönelik tepkisi de dikkat çekti. Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, savaşta oynadığı rol nedeniyle yaptırım listesine eklenirken, Sudan hükümeti bu karara sert tepki gösterdi.
Sudan’dan ABD’ye Sert Tepki
Sudan hükümeti, Burhan’a yönelik yaptırımları "adaletsiz ve objektiflikten uzak" olarak nitelendirerek kararın gerçek dışı gerekçelere dayandığını belirtti. Sudan Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin bu adımını kınayarak, Burhan’ın ülkenin egemenliğini temsil ettiğini ve halka liderlik ettiğini vurguladı.
Türkiye ve ABD İlişkilerinde Yeni Bir Dönem mi?
Türkiye’nin adı kararnameden çıkarılmış olsa da ABD, genel yaptırım politikasında esneklik göstermiş değil. Ancak bu gelişme, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde yeni bir sayfa açılabileceği yönündeki beklentileri artırdı.