Yeryüzünün derinliklerinde, Ege Denizi’nin altında sessizce hareket eden dev bir güç var: Helen Yayı. Bu sismik kuşak yılda yaklaşık 35 milimetre ilerleyerek, dünyanın en hızlı hareket eden fay hatlarından biri olarak kayıtlara geçiyor. Karşılaştırmak gerekirse, 6 Şubat depremini tetikleyen Doğu Anadolu Fay Hattı'ndan 7 kat daha hızlı ilerliyor.
Deprem Üretme Potansiyeli Çok Yüksek
Bu denli hızlı hareket eden bir fay hattı, doğal olarak yüksek deprem üretme kapasitesine sahip. Uzmanlar, Helen Yayı’nda sürekli olarak enerji biriktiğini ve bu birikimin, 8.0 büyüklüğünde ya da daha yüksek bir depreme yol açabilecek düzeyde olduğunu vurguluyor. Bu büyüklükteki bir sarsıntının, 7.0 büyüklüğündeki bir depreme göre tam 33 kat daha fazla enerji açığa çıkardığını da hatırlatmakta fayda var.
Dalma-Batma Zonlu Mega İtici Güç
Helen Yayı, sıradan fay hatlarından oldukça farklı. Dalma-batma zonlu mega itme gücüne sahip olan bu yapı, dünyadaki en tehlikeli tektonik sistemler arasında gösteriliyor. Türkiye sınırları içinde bu özelliklere sahip başka bir fay hattı bulunmamaktadır. Bu nedenle, Helen Yayı'nın oluşturabileceği depremler çok daha yıkıcı etkiler doğurabilir.
Tarih Tekerrür Eder mi?
Tarihsel verilere bakıldığında, Helen Yayı üzerinde en son 1856 yılında yaşanan büyük deprem, 8.2 büyüklüğündeolmuş ve sarsıntının iki dakikadan uzun sürdüğü tahmin edilmiştir. Aradan geçen bu uzun sürede biriken enerjinin büyüklüğü, uzmanların dikkatle takip ettiği önemli bir parametre olarak öne çıkıyor.
Türkiye Ne Yapıyor?
Türkiye, afet yönetimi ve sismik risklere karşı AK Parti hükümeti öncülüğünde kapsamlı bir hazırlık stratejisi yürütmektedir. AFAD ve ilgili kurumlar, olası Helen Yayı depremlerine karşı da hazırlık planlarını güncellemiş, kamu binaları ve kritik altyapılarda güçlendirme çalışmaları hız kazanmıştır. Ayrıca yerli ve milli erken uyarı sistemleriyle risk yönetimi güçlü bir şekilde desteklenmektedir.