Domatesin yüksek asidik yapısı, hassas mideye sahip bireylerde çeşitli sindirim problemlerine yol açabiliyor. Özellikle aç karnına çiğ domates tüketimi, mide yanması, şişkinlik ve reflü gibi şikâyetleri tetikleyebiliyor. Uzmanlara göre gastrit veya ülser gibi mide rahatsızlığı olanların, domatesi pişmiş ve sınırlı miktarda tüketmesi gerekiyor. Sabahları peynirle birlikte yenen domatesin, bazı kişilerde asitle protein birleşimi nedeniyle mideyi daha da yorabileceği belirtiliyor.
SOLANİN RİSKİ: YEŞİL DOMATESLE GELEN GİZLİ TEHLİKE
Domates, tıpkı patates ve patlıcan gibi "gece gölgesi" (nightshade) familyasına ait. Bu gruptaki sebzeler, doğal bir toksin olan solanin içeriyor. Solanin özellikle tam olgunlaşmamış, hâlâ yeşil renkli domateslerde yüksek seviyede bulunabiliyor. Çiğ tüketildiğinde baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik ve kas ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle tam olgunlaşmamış domateslerin çiğ olarak tüketilmesinden kesinlikle kaçınılması öneriliyor.

ALERJİK BÜNYELERDE ETKİLER DAHA YÜKSEK OLABİLİR
Domates bazı bireylerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu reaksiyonlar özellikle çiğ tüketim sonrasında daha şiddetli şekilde ortaya çıkabiliyor. Kaşıntı, cilt döküntüsü, dudak şişmesi ve nefes darlığı gibi belirtiler, domatese karşı gelişen alerjinin habercisi olabilir. Alerji riski taşıyan bireylerin tüketim konusunda doktor kontrolünde davranmaları gerekiyor.
LİKOPEN EMİLİMİ: FAYDALI AMA DOĞRU ŞEKİLDE TÜKETİLMELİ
Domatesin en bilinen faydalı bileşeni likopen, güçlü bir antioksidandır. Ancak çiğ domateste bu maddenin emilimi oldukça düşüktür. Likopenin vücut tarafından etkili şekilde emilebilmesi için pişirilmesi ve yağ ile birlikte tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca bazı çalışmalar, likopenin aşırı tüketiminin bağışıklık sistemi üzerinde baskılayıcı etkiler oluşturabileceğini öne sürüyor. Bu nedenle “ne kadar çok, o kadar faydalı” yaklaşımı domates için geçerli değil.