Finansal Okuryazarlık, Ekonomik Gücümüzün Teminatı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan genelgede, finansal okuryazarlığın yalnızca bireylerin kişisel bütçelerini daha sağlıklı yönetmeleri için değil, aynı zamanda milli ekonominin güçlenmesi, finansal sistemin istikrarı ve toplumsal refahın artması açısından da hayati bir stratejik unsur olduğu vurgulandı.
Genelgede yer verilen ifadelere göre, finansal bilincin artması; yatırımcıların daha isabetli kararlar almasına, toplumun finansal risklerden korunmasına ve ekonomik dayanıklılığın pekişmesine doğrudan katkı sağlayacak.
Her Yaşa ve Kesime Ulaşacak Eğitim Seferberliği
Söz konusu genelgede, okul öncesi çocuklardan gençlere, hane halkından finansal piyasa profesyonellerine kadar geniş bir kitleye yönelik bilgilendirme faaliyetlerinin artırılacağı belirtildi. Dijitalleşme ile çeşitlenen finansal hizmetler karşısında bireylerin daha bilinçli kararlar alabilmesi için kapsamlı bir finansal eğitim süreci devreye sokulacak.
Bu bağlamda finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılması, piyasa risklerine karşı toplumsal koruma kalkanı oluştururken, Türkiye’nin kalkınma hamlelerine de ivme kazandıracak.
SPK Koordinasyonunda Ulusal Bilinçlenme Hamlesi
Cumhurbaşkanlığı genelgesinde ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK), “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi ve Eylem Planı” kapsamında finansal eğitim çalışmalarında koordinatör kurum olarak görevlendirildiği hatırlatıldı.
Bu doğrultuda her yıl 22 Mayıs’ta kutlanacak olan “Finansal Okuryazarlık Günü” etkinlikleri, SPK koordinasyonunda düzenlenecek ve tüm kamu kurumları bu faaliyetlere gereken desteği sağlayacak.
Milli Ekonomiye Güç Katan Bir Vizyon
Devletimizin attığı bu adım, sadece bireysel faydayı değil, toplumsal refahı ve ekonomik direnci merkeze alan bir vizyonun ürünü olarak dikkat çekiyor. Gelişen ve büyüyen Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına katkı sağlayacak bu hamleyle, finansal şuur daha da güçlenecek, tasarruf ve yatırım kültürü derinleştirilecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde şekillenen bu stratejik yaklaşım, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle tam uyumlu olarak, güçlü ekonomi yolunda kararlı adımların sürdüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.