İstanbul'un en gizemli ve romantik yapılarından biri olan Kız Kulesi, binlerce yıllık geçmişi, efsaneleri ve eşsiz manzarasıyla şehrin en ikonik sembollerinden biri olarak kabul ediliyor. Üsküdar, Salacak açıklarında küçük bir adacık üzerine inşa edilen bu eşsiz yapı, tarih boyunca hem gözetleme kulesi hem de efsanelere konu olan bir aşk yuvası olarak anılmıştır.
Peki, Kız Kulesi’nin hikayesi nedir? Neden bu isimle anılmıştır? Ve bu eşsiz kule hangi yıl inşa edilmiştir? İşte detaylar...
Kız Kulesi'nin Hikayesi: Efsanelerle Dolu Bir Geçmiş
Kız Kulesi hakkında anlatılan en bilinen efsane, yılan hikayesi olarak adlandırılan trajik bir anlatıdır. Rivayete göre, bir falcı, Bizans İmparatoru’na çok sevdiği kızının 18 yaşına geldiğinde bir yılan tarafından sokularak öleceğini söyler. Bunun üzerine imparator, kızını korumak amacıyla denizin ortasında bir kule yaptırır ve onu burada yaşamaya zorlar. Ancak kaderden kaçmak mümkün olmaz. Günlerden bir gün kuleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinde gizlenmiş olan bir yılan, prensesi sokarak ölümüne neden olur.
Bu dramatik hikaye, Kız Kulesi’nin adını almasında büyük rol oynamıştır. Babasının tüm çabalarına rağmen kızını kurtaramaması, İstanbul’un en mistik yapılarından biri olan bu kuleyi daha da gizemli hale getirmiştir.
Kız Kulesi Adını Nereden Alıyor?
Kız Kulesi ismi, yukarıda anlatılan efsaneyle doğrudan bağlantılı olsa da, tarihsel açıdan bakıldığında başka bir hikaye daha karşımıza çıkıyor. Osmanlı döneminde anlatılan bir başka rivayete göre, Üsküdar Tekfuru, Battal Gazi’nin saldırısından korkarak kızını ve değerli eşyalarını bu kuleye hapsetmiştir. Ancak Battal Gazi, cesur bir baskın yaparak hem tekfurun kızını kaçırmış hem de hazineleri ele geçirmiştir. Bu olayın ardından kule, Kız Kulesi olarak anılmaya başlanmıştır.
Bunların yanı sıra, Kız Kulesi’nin Yunanca adı olan "Pirgos Tiskuris", kelime anlamı olarak "Kız Kulesi" anlamına gelmektedir. Yani, kule Bizans döneminden itibaren bu isimle anılmış olabilir.

Kız Kulesi Kaç Yılında Yapıldı? Tarihi Serüveni
Kız Kulesi’nin tarihi, M.Ö. 410 yılına kadar uzanıyor. Atinalı komutan Alkibiades, İstanbul Boğazı’ndan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi toplamak amacıyla burada bir kule inşa ettirmiştir. Roma ve Bizans döneminde yapı birçok kez onarılmış, Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (12. yüzyıl) döneminde kule büyük ölçüde güçlendirilerek bir savunma binası haline getirilmiştir.
Osmanlı Dönemi'nde ise Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden sonra kuleyi yeniden inşa ettirmiş ve surlarını sağlamlaştırmıştır. Zamanla farklı amaçlarla kullanılan kule, bazen bir gümrük noktası, bazen karantina merkezi, bazen de deniz feneri olarak hizmet vermiştir.
En kapsamlı restorasyonlarından biri 1998 yılında başlamış ve 2000 yılında kule, müze ve restoran olarak ziyarete açılmıştır. Günümüzde hala İstanbul’un en çok ziyaret edilen turistik noktalarından biri olarak, yerli ve yabancı turistleri ağırlamaktadır.
Kız Kulesi'nin Efsaneleri: Aşk, Kahramanlık ve Trajedi
1. Kız Kulesi ve Galata Kulesi'nin Aşkı
Kız Kulesi hakkında anlatılan en romantik efsanelerden biri, Galata Kulesi ile olan aşk hikayesidir. Efsaneye göre, İstanbul’un iki yakasında bulunan bu kuleler birbirlerine aşıktır. Ancak aralarındaki boğaz, onların kavuşmasına engel olur. Galata Kulesi, aşkını yıllarca mektuplara döker, ancak Kız Kulesi’ne ulaşamaz. Ta ki Hezarfen Ahmet Çelebi, Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçana kadar…
Uçuş sırasında Hezarfen, Galata Kulesi’nin mektuplarını Kız Kulesi’ne ulaştırır. Sevgilisinin aşkını öğrenen Kız Kulesi, sevincinden havaya uçar. Ancak onların kavuşması asla mümkün olmaz.
2. Leandros ve Hero'nun Ölümcül Aşkı
Kız Kulesi, antik çağlarda Leandros’un Kulesi (Leander's Tower) olarak da anılmıştır. Bunun sebebi ise, Leandros ve Hero’nun trajik aşkıdır. Efsaneye göre, Hero adında genç bir rahibe, bu kulede yaşamaktadır. Leandros ise onu her gece görmek için denizi yüzerek geçer. Ancak fırtınalı bir gece, Hero’nun yaktığı ışık sönünce, Leandros yönünü kaybeder ve boğulur. Bu acıya dayanamayan Hero da kendisini kuleden denize bırakarak yaşamına son verir.
3. Battal Gazi ve Kız Kulesi
Battal Gazi efsanesi, kuleye adını veren hikayelerden biridir. Osmanlı döneminde anlatılan bu hikayeye göre, Battal Gazi, Kız Kulesi'nde saklanan Üsküdar Tekfuru'nun kızını kaçırır ve atına atlayarak Üsküdar’dan uzaklaşır. "Atı alan Üsküdar’ı geçti" sözü de buradan gelmektedir.
Kız Kulesi Günümüzde Nasıl Kullanılıyor?
Günümüzde Kız Kulesi, İstanbul’un en gözde turistik ve kültürel mekanlarından biri haline gelmiştir. Hem müze hem de restoran olarak hizmet veren kule, özellikle romantik akşam yemekleri ve özel organizasyonlar için tercih edilmektedir. Boğaz’ın ortasında eşsiz bir deneyim sunan Kız Kulesi, ziyaretçilerine tarihi atmosferi ve büyüleyici manzarasıyla unutulmaz anlar yaşatıyor.
Kuleye Üsküdar-Salacak ve Kabataş üzerinden düzenlenen teknelerle ulaşım sağlanabiliyor. 09.00 - 19.00 saatleri arasında ziyarete açık olan Kız Kulesi, hem gündüz hem de akşam ziyaretçilerine farklı deneyimler sunuyor.
İstanbul’un Kalbindeki Efsane
Kız Kulesi, sadece bir yapı değil, tarih ve efsanelerle yoğrulmuş bir İstanbul masalıdır. Her dönemde farklı bir anlam kazanan bu kule, aşklar, trajediler, kahramanlıklar ve mitlerle günümüze kadar ulaşmıştır.
Bugün hâlâ İstanbul’un siluetinde bir inci gibi duran Kız Kulesi, zamana meydan okuyarak hem şehrin hem de ziyaretçilerinin hikayelerine tanıklık etmeye devam ediyor. İstanbul Boğazı’nda parıldayan bu tarihi yapı, kendi efsanelerini yazmaya devam ediyor…