Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Dr. Oytun Orhan, PKK/YPG’nin DEAŞ’ı Batı’ya karşı şantaj aracı olarak kullanması ve Suriye'deki yeni yönetimin terörle mücadeledeki rolüne dair önemli bir analiz kaleme aldı. Dr. Orhan, terör örgütü PKK/YPG’nin Batı’dan aldığı destekle, DEAŞ tehdidini nasıl devam ettirdiğini ve Suriye’deki yeni yönetimin bu süreci nasıl şekillendireceğini tartıştı.
PKK/YPG'nin DEAŞ'ı Şantaj Aracı Olarak Kullanması
Batı’nın Suriye’de PKK/YPG ile terörle mücadele amacıyla başlattığı ortaklık, terör örgütüne önemli avantajlar sağlamıştı. ABD ve Avrupa ülkelerinin verdiği askeri ve maddi destekle PKK/YPG, DEAŞ’a karşı bölgedeki topraklarını genişletmişti. Ancak DEAŞ’ın Bağuz'da Mart 2019'da yenilmesiyle, PKK/YPG'nin Batı'dan aldığı desteği sürdürmesi için yeni bir stratejiye ihtiyacı doğdu. Terör örgütü, DEAŞ kartını şantaj aracı olarak kullanmaya devam etti.
DEAŞ'ın Varlığından Faydalanan PKK/YPG’nin Yöntemleri
PKK/YPG, DEAŞ’ın alan kontrolünü kaybetmesine rağmen, hala tehdit oluşturduğunu ve yeniden güçlenebileceğini savunarak Batı’nın ilgisini canlı tutmaya çalıştı. Ayrıca, DEAŞ'lı militanları ve ailelerini kontrol ettiği hapishanelerde tutarak, uluslararası alanda kendisine meşruiyet kazandırmaya çalıştı. Yakalanan DEAŞ militanlarının ülkelerine teslim edilmesi taleplerini, PKK/YPG Batı'nın ilgisini çekmek için bir fırsat olarak gördü.
Örgüt, DEAŞ’lıların ve ailelerinin tutulduğu hapishaneleri yöneterek, Batılı ülkelere karşı bir tür "gardiyanlık" rolü üstlendi ve bu şekilde Batı'dan daha fazla destek elde etmeyi amaçladı. Ancak PKK/YPG’nin bu bölgelerdeki güvenlik kapasitesinin düşük olduğu ve özellikle DEAŞ militanlarının tutulduğu hapishanelerde güvenlik açıkları oluşturduğu ortaya çıktı. Örgüt, Haseke'deki Sina hapishanesine yapılan ve DEAŞ üyelerinin kaçmasına yol açan saldırı ile bu açığı daha da netleştirdi.
DEAŞ’la Mücadelede Meşru Aktörlerle İşbirliği Önerisi
Dr. Orhan, DEAŞ’la mücadelede meşru ve kapasiteye sahip aktörlerle işbirliği yapılmasının önemine vurgu yapıyor. Suriye’deki yeni yönetimin bu bağlamda önemli bir rol üstlenebileceğini belirtiyor. Suriye hükümetinin, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin bulunduğu kamplar ile hapishanelerin yönetimini devralma niyeti, uluslararası güvenliği sağlamak adına kritik bir adım olabilir. Özellikle, Suriye hükümetinin bu konuda HTŞ’nin İdlib'deki deneyimlerinden faydalanabileceği ifade ediliyor.
Türkiye’nin Rolü ve Yeni Suriye Süreci
Türkiye, Suriye’nin yeni yönetimine DEAŞ ile mücadelede tam destek verecek. Bu, sadece PKK/YPG ile mücadele kapsamında değil, aynı zamanda DEAŞ’ın yeniden güçlenmesini engellemek için de önemli bir adım olacak. Batı’nın PKK/YPG’yi DEAŞ karşısındaki şantaj aracı olarak görmesinin riskli olduğu belirtilirken, Dr. Orhan, Suriye’nin yeni yönetimiyle işbirliği yapmanın daha kalıcı ve etkili bir çözüm sağlayabileceğini ifade ediyor.
Sonuç olarak, terör örgütü PKK/YPG'nin DEAŞ ile mücadeledeki şantaj stratejisi, Batı'nın güvenlik endişelerini artırırken, meşru hükümetlerin ve aktörlerin bölgedeki rolü, DEAŞ'la mücadelede daha güçlü bir çözüm sunabilir. Suriye’nin yeni yönetiminin bu sürece dahil olması, bölgedeki güvenlik ve istikrar için önemli bir fırsat yaratabilir.
