İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Genel Webb Teleskobu Gezegen Oluşum Teorilerini Zorluyor

Webb Teleskobu Gezegen Oluşum Teorilerini Zorluyor

130 ışık yılı uzaklıktaki HR 8799 sistemi, gezegen oluşumuna dair temel teorileri yeniden gündeme taşıdı.

James Webb Uzay Teleskobu, astronomide çığır açan bir keşfe daha imza attı. Bilim insanları, teleskobun yüksek hassasiyetli kızılötesi kameraları sayesinde, Dünya’dan 130 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir ötegezegenin atmosferinde karbondioksit (CO₂) tespit etti. Bu gelişme, uzak gezegenlerin yalnızca dolaylı yollarla değil, doğrudan gözlemlenebileceğini gösteren ender örneklerden biri oldu.

HR 8799 Sistemi: Güneş Sistemi'ne Ayna Tutuyor

Karbondioksit tespit edilen ötegezegen, Pegasus Takımyıldızı’nda yer alan HR 8799 sisteminde bulunuyor. Bu sistem, dört dev gaz gezegeniyle dikkat çekiyor. Her biri Jüpiter’in 5 ila 10 katı kütleye sahip bu gezegenler, gökbilimciler açısından evrimsel süreçlerin incelenmesi için ideal koşullar sunuyor. HR 8799’un çok gezegenli yapısı, Güneş Sistemi ile yapısal benzerlikler taşıması nedeniyle “kozmik bir ikiz” olarak değerlendiriliyor.

Gezegenlerin Oluşumu: İki Teori Yarışıyor

HR 8799 gibi sistemler, gezegenlerin nasıl oluştuğuna dair temel sorulara yanıt arayan iki ana teori etrafında inceleniyor:

Kuru Çekirdek Oluşumu Teorisi
Bu modele göre, dev gezegenler öncelikle ağır elementlerden oluşan katı bir çekirdeğin etrafında şekilleniyor. Bu çekirdek zamanla çevresindeki gaz ve toz bulutunu kendine çekerek büyüyor. Ancak bu süreç oldukça uzun sürüyor ve başlangıç çekirdeğinin yeterince büyük olması gerekiyor.

Disk Kararsızlığı Teorisi
Bu teoride ise gezegenler, genç yıldızların etrafındaki gaz disklerinde ani çöküşlerle oluşuyor. Gaz bulutları doğrudan ve hızla yoğunlaşarak gezegen formunu alıyor. Bu süreç çok daha kısa sürede tamamlanıyor ve katı bir çekirdek evresi gerektirmiyor.

CO₂ Tespiti Hangi Teoriyi Güçlendiriyor?

James Webb'in kaydettiği karbondioksit verisi, bilim dünyasında "kuru çekirdek oluşumu" modeline yönelik ilgiyi artırmış durumda. Johns Hopkins Üniversitesi’nden astrofizikçi William Balmer’ın liderliğinde yürütülen çalışma, moleküler bileşenlerin gezegenin nasıl şekillendiğine dair izler taşıdığını ortaya koyuyor. Araştırmacılara göre, Jüpiter ve Satürn’de de izlenen benzer bileşimler, HR 8799’daki gezegenlerin oluşumunun da aynı mekanizmayla gerçekleştiğine işaret ediyor.

James Webb'in Gücü: Işığın Ötesini Görmek

James Webb’i rakipsiz kılan teknolojik gelişmelerin başında, yıldız ışığını maskeleyerek arka plandaki ötegezegenleri görünür kılabilen coronagraph sistemi geliyor. Bu sistem sayesinde yıldızlardan gelen yoğun parlaklık engelleniyor ve gezegenin kendi kızılötesi yayılımı net bir şekilde tespit edilebiliyor. Özellikle gezegen atmosferlerinin kimyasal bileşimini analiz etmek için kullanılan bu yöntem, evrende yaşam barındırabilecek ortamların araştırılmasına da büyük katkı sağlıyor.

Uzak Dünyaların Şifresi Çözülüyor

Bu gözlem, yalnızca teknik bir başarı değil; aynı zamanda Güneş Sistemi dışındaki yaşam ihtimallerine dair umutları da güçlendiren bir adım olarak değerlendiriliyor. Güneş Sistemi’nin ötesindeki dinamikleri anlamaya yönelik bu tür çalışmalar, gezegen evrimi, atmosfer yapıları ve yaşam koşulları üzerine yeni bir bakış açısı sunuyor.