İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Güncel Güçyetmez’den deprem yargılamalarına adalet ve bilim temelli tarihi çağrı

Güçyetmez’den deprem yargılamalarına adalet ve bilim temelli tarihi çağrı

İMO Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, deprem yargılamalarına ilişkin yaptığı açıklamada adalet, bilim ve hukuk devleti için 5 maddelik tarihi bir çağrıda bulundu: “Bugün susarsak, yarın hep birlikte enkaz altında kalırız.”

MUHABİR: Kadir Akkurt

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, 6 Şubat depremlerinin ardından başlayan yargı süreçlerine dair çarpıcı bir açıklama yaparak, adalet, bilim ve hukuk devleti adına tarihi bir çağrıda bulundu. Güçyetmez, yıkımın çok aktörlü yapısına dikkat çekerek, yalnızca inşaat mühendislerine yüklenen sorumluluğun adil olmadığını vurguladı.

“Deprem Yargılamaları Adaletin Ötesinde Toplumsal Vicdan Meselesidir”

Kahramanmaraş merkezli depremlerin, Türkiye tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri olduğunu hatırlatan Güçyetmez, gerçek sorumluların tespiti ve bilimsel temellere dayalı yargı sürecinin işletilmesi gerektiğini ifade etti. Yargılamaların sadece bireysel hataları değil, aynı zamanda sistemsel sorunları da kapsaması gerektiğine dikkat çekti.

“Bilirkişi Raporları Bilimsel Temelden Yoksun”

Güçyetmez’in açıklamasında en dikkat çekici başlıklardan biri, bilirkişi raporlarının niteliği oldu. Sahada yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca akademik unvana dayalı atamalarla hazırlanan raporların, yargı süreçlerini derinden etkilediğini belirten Güçyetmez, bu durumun adil ve sağlıklı yargılama hakkını zedelediğini söyledi. “Deprem gibi özel teknik bilgi gerektiren konularda; akreditasyonu olmayan yazılımlar kullanılmış, örselenmiş beton örnekleriyle hatalı dayanım analizleri yapılmış, çok aktörlü yıkım nedenleri göz ardı edilerek kusur tespiti gerçekleştirilmiştir.”

“Tüm Sorumluluk Mühendislere Yüklenemez”

Deprem yıkımlarının yalnızca projelendirme hatalarından ibaret olmadığını vurgulayan Güçyetmez; zemin koşulları, uygulama kalitesi, denetim eksiklikleri, imar afları, kamu denetimi zaafları ve karar vericilerin ihmali gibi çok sayıda faktörün birlikte değerlendirilmesi gerektiğini dile getirdi; “Yargılamalarda inşaat mühendislerine 21 yıla varan ağır cezalar veriliyor. Bu, acının ve öfkenin mühendisler üzerinden bastırılmaya çalışılmasıdır. Oysa ceza hukukunun amacı öç almak değildir.”

“Bu Sadece Bir Meslek Grubunun Değil, Hukuk Devletinin Mücadelesidir”

Adaletin sadece mühendislere değil, toplumsal güvene de hizmet etmesi gerektiğini belirten Güçyetmez, meslektaşlarının haksız cezalarla hedef haline getirilmesinin hukuk devletinin temelini sarstığını kaydetti.

Güçyetmez’den 5 Maddelik Çağrı

Orantısız ve ağır cezalar iptal edilmelidir.

Yargılamalar, bilimsel bilirkişilik ve kusur oranı esas alınarak yürütülmelidir.

Denetim ve karar mekanizmalarında yer alan kamu görevlileri de yargı önüne çıkarılmalıdır.

İyi niyetle görevini yapmış mühendisler hedef gösterilmemelidir.

Hukuksuz kararlar, istinaf ve temyiz süreçlerinde düzeltilmelidir.

“Bugün Susarsak, Yarın Hep Birlikte Enkaz Altında Kalırız”

Açıklamasının sonunda Güçyetmez, meslektaşlarının hedef alınmasının toplumsal vicdanı ve adil yargılama ilkesini tehdit ettiğini belirterek, karar vericilere ve kamuoyuna seslendi. “İnşaat mühendisleri bu ülkenin düşmanı değil, altyapısını kuran, geleceğini inşa eden üretici gücüdür. Bugün susarsak, yarın hep birlikte enkaz altında kalırız"