ENIAC’tan ChatGPT’ye: İnsan-Makine İlişkisi Yeni Bir Evreye Girdi
İnsanın ilk bilgisayarla kurduğu ilişki, bugün artık konuşan, öğrenen, tahmin eden ve hatta karar veren sistemlere dönüştü. Yapay zekâ çağının bu yeni aşamasında teknik ilerlemeden çok daha fazlası söz konusu. Konu artık; insan zekâsının, bu yeni dijital akılla nasıl bir denge kuracağına geliyor.
Yapay zekâ teknolojilerinin yalnızca teknik evrimi değil; bireyin üzerindeki etkileri, mahremiyet tehditleri, siyasi manipülasyon potansiyeli, meslek alanlarına etkisi ve en önemlisi insan olmanın sınırlarını yeniden tanımlaması, bugünün temel tartışma alanlarını oluşturuyor.
Ümit Sanlav: “Mesele, Makinanın Ne Bildiği Değil, Senin Ne Kadar Farkında Olduğun”
“Sosyal Medya Savaşları” kitabının yazarı ve Dijital İletişim Danışmanı Ümit Sanlav, yapay zekâ ile barışık yaşamanın yollarını anlatırken uyarıyor; “Yapay zekâ bazı meslekleri tehdit ediyor olabilir ama daha büyük bir tehdit; bireyin kendi karar alma yetisini makineye devretmesidir. Sorulması gereken soru artık şu: Bu sistemlere ne kadar güveniyoruz ve onları nasıl kullanıyoruz?”
Sanlav’a göre, yapay zekânın yönettiği bir dünyada insan kalabilmek için teknolojiyi yalnızca kullanmak yetmez; anlamak, eleştirmek, kontrol etmek ve yönlendirmek gerekir.
Kritik Sorularla Başla
Yapay zekâyı bilinçli kullanmak için kendine şu soruları sor:
Hangi bilgileri kendi elinle veriyorsun?
Farkında olmadan hangi verileri açığa çıkarıyorsun?
Karşına çıkan bilgiler seni yönlendiriyor mu, seni temsil ediyor mu?
Tavsiye mi alıyorsun, yoksa iradeni mi devrediyorsun?
Bu sorulara vereceğin dürüst yanıtlar, seni pasif bir kullanıcı olmaktan çıkarıp bilinçli bir teknoloji etkileşimine taşıyacaktır.
Verilerini Korumayı Öğren
Sanlav, kişisel veri güvenliğine dikkat çekiyor; “Gerçek ad, adres, kimlik bilgileri, sağlık ve finansal veriler... Bunlar ücretsiz araçlarla paylaşıldığında, neyin karşılığında neyi feda ettiğimizi çoğu zaman bilmiyoruz.”
Verilerini korumak için:
Tarayıcı çerezlerini düzenli olarak temizle
Gereksiz uygulamalara erişim izni verme
Gizlilik sözleşmelerini gerçekten oku
Hangi verilerin saklandığını öğren
Unutma: Veri verdiğinde hizmet alırsın; ama neleri kaybettiğini bilemeyebilirsin.
Akıcı Konuşmalar Her Zaman Doğru Değildir
Yapay zekâ sistemlerinin sunduğu yanıtlar net, akıcı ve ikna edici olabilir. Ancak bu, onların her zaman doğru bilgi sunduğu anlamına gelmez. “Sorgulayıcı zihin, yapay zekâ çağında en güçlü savunmadır.”
Yapay zekâdan gelen verileri: Karşılaştır, doğrula, eleştir, gerekirse düzelt. Bu yaklaşım, bilgi tüketicisinden bilgi yöneticisine dönüşmenin ilk adımıdır.
Sistemi Anlamak, Sistemin Üstüne Çıkmaktır
Yapay zekânın kodlarını biz yazmasak da, onları nasıl çalıştığını, nasıl öğrendiğini, nasıl sonuç ürettiğini öğrenebiliriz. Sanlav, bu bilinçli yaklaşımı şöyle özetliyor; “Yapay zekâyı sadece kullananlar değil, anlayanlar yönetecek.”
Bu da demektir ki: Sorduğun soruları stratejik düşün, sistemlerin nasıl çalıştığını öğren, aldığın veriyi analiz et, teknolojiyi kendi değerlerinle yorumla.
Gelecek, Teknolojiyi Kullananların Değil; Onu Anlayanların Olacak
Yapay zekâ ile yaşamak bir zorunluluk. Ama nasıl yaşadığımız tercihe bağlı. Tüketici olmak kolay. Ancak bu çağda kazananlar; sadece kullananlar değil, kullandığı sistemi anlayan, eleştiren, geliştiren ve sorgulayanlar olacak. Sanlav; “Geleceği şekillendirecek olan yapay zekânın kendisi değil, onu anlayarak karşılayanlar olacak.”