Ziraat Bankası Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar, 2026 yılına ilişkin ekonomik beklentilerini paylaştı. "Bankacılık Söyleşileri" kapsamında konuşan Çakar, 2025’in küresel belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin ön planda olduğu bir yıl olarak geride kaldığını söyledi. Buna rağmen Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programı sayesinde süreci başarılı yönettiğini vurguladı.

2025’te sıkı para politikası ve makro ihtiyati tedbirlerin etkisiyle ekonomide dengelenmenin başladığını ifade eden Çakar, bankacılık sektörünün bu koşullara uyum sağlayarak güçlü bir performans sergilediğini belirtti. “Yıl sonunda yüzde 30’a ulaşan özkaynak karlılığı ile bilanço yapımızı koruduk” diyen Çakar, sektörde kredi kalitesinin yönetimine, seçici kredi büyümesine ve etkin likidite stratejilerine öncelik verildiğini söyledi.

“2026’da faiz indirimi öngörüyoruz”
2026 yılı için para politikası öngörülerini de paylaşan Çakar, Merkez Bankası’nın dezenflasyon sürecine bağlı olarak faizleri kademeli bir şekilde indireceğini söyledi. “Enflasyonun ana eğilimindeki kalıcı iyileşmeye paralel olarak kademeli bir gevşeme patikasına girilmesini bekliyoruz” diyen Çakar, politika faizinin 2026 sonunda yüzde 30’un altına gerileyebileceğini belirtti.
Bu sürecin TL varlıklara olan ilgiyi artıracağını kaydeden Çakar, 2025’te başlayan TL mevduata yönelimin 2026’da daha da güçleneceğini öngördü. Kredi büyümesinin ise enflasyonla uyumlu ve kontrollü şekilde devam edeceğini vurguladı.
KOBİ, yatırım ve ihracat odaklı kredi büyümesi
Bankacılık sektörünün 2025 yılında üretim, yatırım ve ihracat odaklı kredi politikaları izlediğini hatırlatan Çakar, Ziraat Bankası olarak bu alanda önemli adımlar attıklarını belirtti. “Kredi portföyümüzde TL ürünler ağırlık kazandı. Tarım ve KOBİ’lere yönelik finansman desteklerimizi artırdık” diyen Çakar, Ziraat Bankası'nın bilanço büyüklüğünde sektör ortalamasının üzerinde performans gösterdiğini ve aktif büyüklüğünü yüzde 50’nin üzerinde artırdığını açıkladı.
Çakar, bankacılık sektörünün yeni yıla güçlü sermaye yapısı ve etkin risk yönetimiyle girdiğini, 2026 yılında hem iç hem dış şoklara karşı dirençli bir yapıda olacağını söyledi.
“Türkiye ekonomisinin risk iştahı artacak”
Türkiye ekonomisine dair 2026 beklentilerini de değerlendiren Çakar, makroekonomik istikrar, güçlenen rezerv yapısı, düşen borçlanma maliyetleri ve sağlam kamu maliyesi sayesinde Türkiye’nin yatırımcı nezdinde daha fazla ilgi göreceğini dile getirdi.
“Türkiye ekonomisinin barındırdığı fırsatlar çok daha görünür hale gelecek” diyen Çakar, risk iştahının güçlenmesini ve 2026'nın hem bireyler hem firmalar için daha öngörülebilir bir finansal ortam sunmasını beklediklerini kaydetti.