Gelibolu Yarımadası, 110 yıl önce yaşanan destansı direnişin yıl dönümünde, binlerce Anzak torununu bir kez daha aynı topraklarda bir araya getirdi. Avustralya ve Yeni Zelandalı katılımcılar, sabaha karşı düzenlenen “Şafak Ayini” için Anzak Koyu’na akın etti. Milli Mücadele ruhunun sembolü olan bu topraklarda, duygusal anlar yaşandı.
Şafakla Gelen Sessizlik, 110 Yılın Hüznünü Taşıdı
Gecenin ilerleyen saatlerinde Gelibolu’ya ulaşan katılımcılar, servis araçlarıyla anma töreninin yapılacağı bölgeye taşındı. Uyku tulumları ve battaniyelere sarılan Anzak torunları, tören alanına kurulan dev ekranda Çanakkale Savaşları'na dair hazırlanan belgeselleri izleyerek anma saatini bekledi. 110 yıl sonra aynı coğrafyada yükselen sessizlik, savaşın bıraktığı derin izleri bir kez daha hatırlattı.
“Hayal Etmesi Bile Zor”
Avustralya’dan gelen Chris Brant, Gelibolu’da yaralanan büyük amcası için anma törenine katıldığını söyledi. “1915’te göğsünden yaralanarak İngiltere’ye gönderildi. İki yıl tedavi gördü, sonra 1917’de Fransa’da hayatını kaybetti. Burada bulunmak ve onların yaşadığı acıyı hayal etmek oldukça sürreal,” diyerek savaşın insan hayatında açtığı derin yaraları anlattı.
“Bu Topraklar, Barışın ve İbretin Adıdır”
Bir diğer katılımcı Jim Phillips, Çanakkale’nin yalnızca bir savaş alanı değil, aynı zamanda geleceğe dair güçlü bir mesaj olduğunu vurguladı. “Burada olmak, savaşın yıkıcılığını gözler önüne seriyor. Bu yaşananlar, gelecekte barışı nasıl inşa etmemiz gerektiğini öğretiyor,” dedi.
Duygular Belgeselde Yoğunlaştı
Davina Tuda isimli Avustralyalı bir katılımcı ise, izledikleri belgeselin yaşattığı duygulara dikkat çekerek, “Sık sık düşünmediğimiz bir gerçeği hatırlatıyor. Burada yaşananların ne anlama geldiğini daha iyi kavradım,” ifadelerini kullandı.
Anzak Günü’nün Tarihî Arka Planı
“Anzak” kelimesi, Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusunun İngilizce karşılığı olan “Australian and New Zealand Army Corps”un kısaltması olarak kullanılıyor. Her yıl 25 Nisan’da düzenlenen anma törenleri, tarihin acılarını unutmadan barışa sahip çıkmanın sembolü olarak görülüyor.