İşgalin Başlangıcı: 13 Kasım 1918
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti’nin yenilgiyi kabul edip Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamasıyla, İtilaf Devletleri donanmaları 13 Kasım 1918 sabahı Haydarpaşa önlerine demirledi.
Bu tarihten itibaren İstanbul fiilen işgal altına girdi. 16 Mart 1920’de ise işgal resmî hâlini aldı.
O günlerde İstanbul semalarında zafer bayrakları dalgalanırken, Mustafa Kemal Paşa, Haydarpaşa rıhtımında düşman gemilerini görünce tarihe geçen o sözü söyledi:
“Geldikleri gibi giderler.”

Kurtuluşa Giden Yol
Kurtuluş Savaşı’nın Anadolu’da kazanılmasıyla birlikte işgalin sonu yaklaşmıştı. Türk Ordusu’nun 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmesi, İtilaf kuvvetlerini telaşlandırdı. Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu, tarafsız bölgeye doğru ilerlerken Fransız ve İtalyan birlikleri geri çekildi. Çanakkale’deki İngiliz birlikleri ise savunma pozisyonu aldı.
Bu gelişmeler üzerine İngiltere, Ankara Hükûmeti ile anlaşma yolları aramaya başladı. Ancak Başbakan Lloyd George talepleri reddetti. Ne var ki, İngiliz komutan General Harington savaş istemedi ve ateş açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri bu sayede direnişle karşılaşmadan ilerledi.
Mudanya’dan Lozan’a: Diplomasi Zaferi
Mudanya Mütarekesi gereği Trakya’nın teslimi yapılırken, İstanbul’un yönetimi de Türk ordusuna bırakılacaktı. Bu kapsamda Refet Paşa 19 Ekim 1922’de, ardından Selahattin Adil Paşa 81. Alay’la birlikte İstanbul’a geldi. Ancak mütareke şartlarına göre işgal kuvvetleri ancak barış antlaşmasından sonra çekilecekti.
24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla bu şart gerçekleşti. İtilaf kuvvetleri 23 Ağustos 1923’ten itibaren şehri terk etmeye başladı. Son birlik, 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde Türk bayrağını selamlayarak İstanbul’dan ayrıldı.
6 Ekim 1923: Kurtuluşun Günü
6 Ekim 1923 sabahı, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu büyük bir coşkuyla İstanbul’a girdi. Böylece 4 yıl 10 ay 23 gün süren işgal sona erdi. O gün, yalnızca bir şehrin değil, bir milletin onurunun, bağımsızlığının ve iradesinin yeniden doğduğu gündü. Bu nedenle 6 Ekim, her yıl “İstanbul’un Kurtuluşu Günü” olarak kutlanmaya başlandı.

İstanbul’un Kurtuluşu’nun Anlam ve Önemi
İstanbul’un kurtuluşu, sadece bir askerî zafer değil; milletin iradesinin, vatan sevgisinin ve özgürlük tutkusunun simgesidir. Bir zamanlar düşman zırhlılarının gölgesinde kalan şehir, bugün Cumhuriyet’in ışığıyla aydınlanmaktadır. İstanbul’un kurtuluşu, Türk milletinin “asla teslim olmayacağını” dünyaya ilan eden bir destandır.
6 Ekim 1923 – Geldikleri Gibi Gittiler
Bugün, İstanbul’un yeniden Türk bayrağıyla buluştuğu gün.