Sanığın Cezası Yargıtay Tarafından Hafifletildi
2020 yılında Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in acımasızca öldürülmesine ilişkin dava büyük yankı uyandırmıştı. İlk aşamada, sanık Cemal Metin Avcı’ya “tasarlayarak ve canavarca hisle kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş, kardeşi Mertcan Avcı ise “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” suçundan 4 yıl hapis cezası almıştı. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi, verilen kararı temyiz etti ve “canavarca hisle öldürme” suçunun oluşmadığına hükmederek sanığın haksız tahrikten yararlanması gerektiği yönünde karar verdi. Bu gelişme, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve tepkiye yol açtı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Karara Şerh Düşerek İtiraz Etti
Kararın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu karara itiraz etti. Gültekin ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir, itirazın bugün itibarıyla kendilerine tebliğ edildiğini açıkladı. Avukat Epözdemir, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin kararını “hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve kamu vicdanını yaralayan bir hukuk garabeti” olarak tanımladı. Pınar Gültekin’in vahşice katledilmesine rağmen böyle bir kararın verilmesinin toplumda derin bir hayal kırıklığı yarattığını ifade etti.
Adli Tıp Raporlarıyla Desteklenen Davanın Detayları
Adli tıp raporlarına göre, Pınar Gültekin’in diri diri yakıldığı ve ardından üzerine beton dökülerek nehre atıldığı ortaya konmuştu. Bu vahşet, dosyaya giren somut delillerle birlikte sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edilmesine neden olmuştu. Ancak Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin verdiği karar, dosyadaki bu ağır delillere rağmen cezanın hafifletilmesine zemin hazırladı. Bu durum, özellikle kadın hakları savunucuları ve geniş kamuoyu tarafından adaletin hiçe sayılması olarak değerlendirildi.
Kamuoyu ve Aile Tepkisi
Pınar Gültekin’in ailesi ve destekçileri, bu kararla birlikte mücadeleyi bırakmayacaklarını, adaletin yerini bulması için sonuna kadar takipçisi olacaklarını açıkladılar. Ailenin avukatı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının adaletin tesisi için önemli bir adım olduğunu belirtti. Toplumda kadın cinayetlerine karşı artan hassasiyetin, bu davada da güçlü bir şekilde hissedildiği ve vicdanların yaralandığı gözlemlendi.