İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı bir canlı yayında, açıklamalarda bulundu. Asgari ücret konusuna değinen Akşener, “Asgari ücreti Sayın Erdoğan 8 bin 500 olarak açıklamıştı. Biz bütün hesapları yapıp 9 bin 600 olarak açıklamıştık. Açlık sınırı ocak ayında 8 bin 700 lira olacak yani asgari ücret yine açlık sınırının altına düşecek. Gıdaya erişim ve ısınma müthiş bir problem. Buzdolabını açıyorsunuz gördüğünüz sadece hoşaf” dedi.
İstanbul'a çökme kararı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte birbirine sarıldığı fotoğraf hakkında açıklama yapan Akşener, “Millet iradesine çak yapıldı. Biz birbirimize çak yapmadık. Dünün mağduru, bugünün vesayetçisi yine Saraçhane’de suratımıza çak yaptı. Bugün yapılan iş, bir “ahmak” sözcüğü üzerinden. Bu sözü söyleyen Sayın Soylu. Sözü geri iade eden Sayın İmamoğlu. Sayın Erdoğan’ı hep akıllı bulmuşumdur. Türkiye’den kopmuştu, dünyadan da kopmuş. 1998’de oradan giderken ki yüz ifadeni hatırlasana. Biraz empati yapsana. O gün orada bulunan birçok insanın neler hissettiğini hatırlasana. Orada çakmak olmaz, orada teselli olur. Benim Sayın Ekrem ve Dilek İmamoğlu’na sarılmamın nedeni budur. Türkiye'de bir yargı problemi var. Ekrem İmamoğlu hakkındaki karar Sayın Erdoğan'ın kararı. Seçime giderken İstanbul'a çökme kararı” ddiye konuştu.
Telefonu kapalıydı!
Kararın çıktığı gün Kemal Kılıçdaroğlu'nu aradığını belirten Akşener, “Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım. Birbirimizin telefonları var, özel kalemler araya girmeden oradan konuşuyoruz. Telefonu kapalıydı. İzin almak için aramadım yanlış anlaşılmasın. İzin alma mecburiyetim yok. Bu belediye başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmiş başkanlar. İyi yaptığı işlerden de kötü yaptığı işlerden de biz mesulüz. Sonra döndüm, bir güç oluşturabilelim diye Sayın Gültekin Uysal’ı aradım. Çok ağır gripti, Sayın Babacan’ı aradım, basınla ilgili bir programdaymış. Sayın Davutoğlu akşama gelebileceğini söyledi. Temel Bey’e de hiç ulaşamadık, hastanedeymiş. Ben orada bir güç gösterisi yapalım diye aradım” şeklinde konuştu.
Sap gibi mi bıraksaydık!
Karar günü akşamı Saraçhane'ye gitmesi konusunda yapılan eleştirilere cevap veren Akşener, “Bir kesim siyasi nezakete uymuyor dedi. Sonra siyasi saygısızlık haline döndü. Demek ki İmamoğlu'nu orada yalnız bırakmak siyasi nezaket, siyasi irfan, siyasi terbiyeymiş. Ben böyle bir ahmaklık hiç görmedim. Hüseyin Baş da oradaydı. EMEP’in Genel Başkanı da oradaydı. CHP'nin genel başkan yardımcıları mahkemedeydi. Rol çalma gibi, falan zannedildi. İmamoğlu'nu o gün orada sap gibi mi bıraksaydık” dedi. Kılıçdaroğlu'nun "Başka partinin iç işine karışmamalı" sözlerine de cevap veren Akşener, “Normalde Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği söz Saraçhane'ye gitmekle alakalı değil. Saraçhane'ye gitmemiz CHP kurmayları tarafından eleştirildi. Bu beni ve arkadaşlarımı incitse bile kenara koyduk. Sayın Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerle yaptığı toplantıda sorulan soru aslında Sayın Kılıçdaroğlu'na söylediğim ve kamuoyu ile paylaştığım bir söz. Sayın Kılıçdaroğlu da içişlerine karışmakla ilgili bir söz söyledi. Burada içişlerine karışmak yok. 6'lı masa Cumhurbaşkanı adaylığını liderlere bırakıldı. Sayın Kılıçdaroğlu'na şunu görevden alın şuraya koyun dersem bu içişlere karışmak olur. Aday tespiti konusunda herkes hür ve bağımsız” tepkisini gösterdi.