İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Alevi açılımı ve göle maya çalma

Alevi açılımı ve göle maya çalma

Yeni bir döneme, sürece veya rejime girmiş bulunuyoruz. Alevilere yönelik verilen sözler tutulacak mı ya da sadece seçime yönelik bir vaatler zinciri miydi göreceğiz.

Yeni bir döneme, sürece veya rejime girmiş bulunuyoruz. Alevilere yönelik verilen sözler tutulacak mı ya da sadece seçime yönelik bir vaatler zinciri miydi göreceğiz. Geçmiş yıllarda bir Alevi açılımı yapıldığını hatırlayalım. Hem de en iyisinden. Sanmıştık ki, geçmişten bugüne Alevilerin yaşadığı bütün sorunlar çözülecek, haksızlıklar giderilecek ve Alevilerin masumane istekleri karşılanacak. Kırk yıllık Kani, olur mu yani demeden biz de, haydi açılalım demiştik.
Sınırlı kapasite veya koşullanmış insanların psikolojisi ile yola çıkmanın bizleri başarısızlığa götüreceğini, sorunların çözülmeyeceğini bir kez daha görmüş olduk. "Ayine si iştir kişinin, lafa bakılmaz" deyimi tam da buna uygun düşmektedir. Güya, Alevi açılımı ile Alevilerin talepleri yerine getirilecekti. Oysa yıllarca Alevileri ötekileştirici, ayrıştırıcı, rencide edici söylemler kullanılmasına karşın,  Cem evlerine belli bir statü verilecek sözü çoğu çevrelerce olumlu karşılanmıştı. "Cem evi, cümbüş evidir" sözünün neden söylendiğini anlamak mümkün mü? Madem Alevileri masaya çağırıp onların sorunlarına çare arayacaktın; “Esad ile Kılıçdaroğlu aynı mezheptendir" gibi ayrıştırıcı ifadelerin gereği neydi? Sanırım bu tip söylemleri çoğaltmak mümkündür. Durum böyle olunca, Aleviler açılıma inanmadıkları gibi şüpheyle baktılar.
Kanımca, son bir kaç yıldır belli merkezlerden Alevilere sunulan mistik sakinleştiriciler ve yalancı memelerle Alevileri yatıştırmak, farklı perspektifler sunarak makas değiştirmelerini sağlamaktır. Açıkçası, Alevilerin içinde bulunduğu korku ve güven eksikliğinden doğan enerjiyi kendi yararına kullanan emanetçi düşüncelerin göle maya çalmasıdır. Bu fikir ve düşünce paketinin kurgulardan ibaret olduğu gerçeği Alevilerin dikkatinden kaçmamaktadır. Sadece akıl karışıklığı ve manevi bir belirsizlik içindeki Alevileri bir adaptasyon döneminden geçirmekle süreci olgunlaştırmaktır, diye düşünüyorum.
İşin özü, geçmişten yaşadığımız bu son sürece dek, Alevilerin yaşadığı bütün olumsuzluklar giderilecekse, öteden beridir Alevilerin hakları iade edilecek, mağduriyetleri, hakları, itibarları ve bunun sonucunda yaratılan olumsuz algılar değiştirilecekse, yeni açılımların tam zamanıdır. Çünkü Ortadoğu'daki, tehlikeli yüksek titreşimlere karşı sağır ve kör olmamak gerekir. Etrafımızda mezhep savaşından nemalanan bunca aktör varken, insanların yüreklerinde kin demlemenin anlamsızlığının farkında olmak ve sorunları bu bilinçle çözmenin kime ne zararı olur.
Yani, hayat bütün yaşamışlıklarımızdan önümüze bir perspektif, bir yol haritası koymuşken; hala kendi inancımız,yani bize ait olanlarla değil de, başka argüman, kendimiz ait olmayan bir dil ile konuşursak anlaşılamayız, anlaşamayız. Bu anlamda Alevi temsilcilerinin de sorumlulukları büyüktür. Temennim, yeni Alevilik türlerinin görücüye çıkmamasıdır..