İstanbul
Açık
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Ali Babacan: Siyasi kavgalarda ezilenler hep kadınlar oldu

Ali Babacan: Siyasi kavgalarda ezilenler hep kadınlar oldu

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Kadında Zirvesi'nde konuştu. Babacan, "Kadınların mücadelesi, başka ülkelere göre çok daha erken bir tarihte, 1934 yılında, seçme ve seçilme hakkını kazanmalarıyla taçlandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvikleriyle ülkemiz, dünya kadın hakları mücadelesine altın bir sayfa yazdı." şeklinde konuştu.

Babacan'ın açıklamaları:

"Ülkemizin tüm demokrat kadınlarını özgürlük, eşitlik, adalet ve zengin bir Türkiye için DEVA Partisi’ne davet ediyorum. Ekonomik dar boğazdan ve politik sıkışmışlıktan ancak kadınların aklı, fikri ve emeğiyle kurtulabiliriz. DEVA Partisi'ni kız kardeşleriyle el ele veren kadınlar büyütecek.

Ağırlıklı olarak erkeklerin egemen olduğu bir siyaset sahnesi var. Oysa tarihimizde kadın hareketi çok güçlü. Daha cumhuriyet ilan edilmemişken, tüm itirazlara rağmen Nezihe Muhiddin ve on üç kadın arkadaşı ilk kadın şûrasını toplamıştı. Her gün cinsiyetçi hakaretlere maruz kalmalarına rağmen şehir şehir çalıştılar.

Kadınların mücadelesi, başka ülkelere göre çok daha erken bir tarihte, 1934 yılında, seçme ve seçilme hakkını kazanmalarıyla taçlandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvikleriyle ülkemiz, dünya kadın hakları mücadelesine altın bir sayfa yazdı.

"EZİLENLER HEP KADINLAR"

Ülke politikasının en şiddetli tartışmaları, keskin ideolojik kutuplaşmalar ve rejim kavgaları kadınlar üzerinden yürüdü. Çağdaşlık tartışmaları kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. Dindarlık kadının başörtüsüyle anıldı. 28 Şubat döneminde başörtüsü bahanesiyle kadınlar eğitim ve çalışma hayatından uzaklaştırıldı. Siyasi kavgalarda koçbaşı olarak kullanıldılar, bu kavgaların ezileni oldular.

Karar mekanizmalarındaki çeşitlilik başarıyı artırıyor. Yeni bir siyasi kültürü, farklı bakış açıları kazanmış kesimler beraber inşa edebilir. Kadınların siyasete katkısı, yeni siyasi kültürün mihenk taşıdır. Siyasetin, kadınların nezaket diline ihtiyacı var. Müzakereci ve uzlaşmacı yaklaşımına ihtiyacı var. Kadınların ötekileştirilenlerle empati kurma yeteneğine ihtiyacı var.

Kadına biçilen siyasi misyon, aile içi rollerin siyasetteki uzantısı oldu. Bugün de partili kadın, partinin 'destek gücü' olarak konumlandırılıyor. Kermes yamak, bağış toplamak, yoksullara yardım etmek, kurslar açmak gibi faaliyetlerle 'destek gücü' olarak görülüyor. Kadınlar üzerlerine düşen görevi fedakarca yerine getiriyorlar. Mucizeler yaratıyorlar ama ikinci sınıf partili muamelesi görmekten kurtulamıyorlar. Kadın kimliği sadece aileyle özdeşleştirilmeye çalışılıyor.

"HER KADEMEDE YAN YANA ÇALIŞIYORUZ"

Biz kadınları ana kademelerin 'yardımcı güçleri’ ya da seçimden seçime sahaya sürülecek 'yedek kuvvetler' olarak görmüyoruz. Yeni bir siyasi kültür için kadınlarla her kademede yan yana çalışıyoruz. Bu yüzden 'kadınlar kolu' kurmadık. Bütün parti organlarında yüksek cinsiyet kotaları koyduk. Pariteyi sağlamayı hedefliyoruz."