Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 2025 yılına damga vuran konser harcamaları soruşturmasının odağına yerleşti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, belediye tarafından düzenlenen 32 farklı konser etkinliğine ilişkin yaptığı incelemede, kamu zararının ciddi boyutlara ulaştığını ileri sürdü. Yavaş hakkında, İçişleri Bakanlığı'ndan resmi soruşturma izni talep edildi.
Olayın merkezinde, belediyenin çeşitli organizasyon şirketleri aracılığıyla gerçekleştirdiği konser alımlarındaki usulsüzlük iddiaları yer alıyor. Başsavcılığın elinde bulunan MASAK raporu, Sayıştay denetimi, bilirkişi incelemelerive Mülkiye Müfettişliği raporu, söz konusu işlemler sonucu belediyenin 154 milyon 453 bin TL'lik bir zarara uğratıldığını ortaya koyuyor. Bu durum, sadece kamu kaynaklarının kullanımı açısından değil, aynı zamanda yerel yönetimlerin hesap verebilirliği açısından da geniş çaplı yankı uyandırdı.
Tutuklamalar, şüpheli listesi ve bürokratik çalkantılar
Soruşturmanın ilk adımı 23 Eylül tarihinde atıldı. Polis ekipleri, aralarında eski belediye bürokratları ve konser organizasyon şirketlerinin temsilcilerinin de yer aldığı 14 kişiyi gözaltına aldı. “Görevi kötüye kullanma” ve “ihaleye fesat karıştırma” suçlamalarıyla ifade veren zanlılar, Ankara Adliyesi’ne çıkarıldı.
Nöbetçi sulh ceza hâkimliği, bu kişilerden 5'inin tutuklanmasına, diğer 9 şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına hükmetti. Bu gelişme, soruşturmanın siyasi ve toplumsal etkilerini daha da görünür hale getirdi. Zira tutuklanan isimler arasında, ABB’nin uzun süredir birlikte çalıştığı bazı kilit bürokratların da bulunduğu öğrenildi.
Başsavcılık, olayın sadece teknik bir ihale usulsüzlüğü olmadığını savunarak, belediyedeki yönetim kademelerinde görev yapan özel kalem müdürü için de ayrıca soruşturma izni talep etti. Bu talep, olayın kişisel sorumluluklar bağlamında derinleştirileceğini gösteriyor.
Soruşturma izni talebi siyaseti nasıl etkiler?
Mansur Yavaş hakkında doğrudan soruşturma talebinde bulunulması, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi açıdan da büyük yankı uyandırdı. Yerel seçim sürecinde yüksek oy oranı ile yeniden seçilen Yavaş, özellikle şeffaflık, yolsuzlukla mücadele ve sosyal belediyecilik vurgusuyla öne çıkmıştı. Ancak bu son gelişme, kamuoyunda “acaba” sorularını beraberinde getirdi.
Yavaş’ın siyasi kariyeri açısından bu süreç nasıl sonuçlanacak? Bu soru hem Ankara siyaseti hem de muhalefet cephesi için belirleyici bir gündem haline geldi. İddialar, sadece belediyenin bütçesiyle ilgili değil; aynı zamanda Mansur Yavaş’ın yönetim anlayışı ve harcama politikalarının da sorgulanmasına neden oluyor.
Bakanlık tarafından verilecek soruşturma izniyle birlikte, dosyanın resmen yargıya taşınması ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryoda, Yavaş’ın ifade vermesi ve sürece doğrudan dahil olması bekleniyor. Ancak henüz herhangi bir yargı kararı ya da suçlama kesinleşmiş değil. Yavaş cephesinden ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Kamuoyu nasıl tepki veriyor?
Sosyal medyada ve haber platformlarında binlerce kullanıcı, Yavaş hakkındaki iddialara dair görüş belirtiyor. Kimileri bunun bir “siyasi operasyon” olduğunu düşünürken, kimileri ise “şeffaflık ilkesi gereği her belediye başkanının hesap verebilir olması gerektiğini” savunuyor. Konser gibi kamuya açık sosyal faaliyetlerin arkasındaki harcama süreçleri, daha önce bu kadar detaylı şekilde kamuoyu gündemine gelmemişti.
Özellikle genç seçmen kitlesi, konser harcamalarına ilişkin şeffaflık çağrısında bulunurken, bazı çevreler ise Yavaş’a yönelik iddiaların, yaklaşan genel seçimler öncesinde muhalefeti zayıflatmaya yönelik bir hamle olduğunu öne sürüyor.
Sürecin geleceği ve beklentiler
Tüm gözler şimdi İçişleri Bakanlığı’ndan gelecek olan kararda. Eğer bakanlık, başsavcılığın soruşturma talebine olumlu yanıt verirse, Mansur Yavaş’ın dokunulmazlığı kalkacak ve hakkında resmi bir yargı süreci başlayabilecek. Bu durum, yerel yönetimlerdeki siyasi dengeleri ve kamuoyu güvenini derinden etkileyebilir.
Ancak süreç henüz netleşmiş değil. Yargının vereceği kararlar, soruşturma kapsamının genişleyip genişlemeyeceğive kamuoyunun vereceği tepki, önümüzdeki dönemin en çok konuşulacak başlıkları arasında yer alacak.