Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dünya kamuoyunun gündeminden düşmeyen Sumud Filosu’na yönelik İsrail saldırısıhakkında önemli bir karar aldı. Başsavcılık, olayın gerçekleştiği yer İsrail kara suları olsa dahi, Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, saldırıya ilişkin re’sen soruşturma başlatıldığını duyurdu.
Bu hamle, sadece Türkiye'nin adalet sistemi açısından değil, aynı zamanda uluslararası ceza hukuku bakımından da dikkat çeken bir gelişme olarak yorumlanıyor. Saldırıya maruz kalan filoda yer alan bazı aktivistlerin Türk vatandaşı olduğu, dolayısıyla saldırının dolaylı olarak Türkiye’yi de ilgilendirdiği belirtiliyor.
sumud filosu neden hedef alındı?
Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan ve içinde çeşitli ülkelerden aktivistlerin bulunduğu bir deniz konvoyuydu. İsrail ordusunun uluslararası sularda müdahale etmesi, birçok insan hakları kuruluşu tarafından uluslararası hukuk ihlali olarak değerlendirilmişti.
Türkiye, bu tür olaylara karşı sessiz kalmayacağını bir kez daha net bir şekilde ortaya koydu. Başsavcılık tarafından yürütülecek soruşturma, yalnızca sembolik bir adım olmanın ötesinde, potansiyel olarak uluslararası yargı süreçlerini de tetikleyebilir.
türk ceza kanunu’nun 13. maddesi ne diyor?
İlgili madde, bir yabancının başka bir yabancıya karşı yabancı bir ülkede suç işlemesi durumunda dahi, eğer bu suç belirli bir ağırlıktaysa ve Türkiye'nin çıkarlarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyorsa, Türk yargısının yetkili olabileceğini düzenliyor. Bu kapsamda, Başsavcılık tarafından açılan soruşturma, hem hukuki hem de siyasi anlamda geniş yankı uyandıracak gibi görünüyor.
insan hakları ve uluslararası baskı artabilir
İsrail’in uluslararası sulardaki eylemleri, yalnızca Türkiye'de değil, Avrupa ve Amerika'daki sivil toplum kuruluşları ve hukukçular tarafından da yakından izleniyor. Ankara'dan gelen bu adım, benzer davaların başka ülkelerde de açılmasının önünü açabilir.
İnsan hakları ihlallerine karşı yargısal refleks geliştirilmesi, sadece mağdurların değil, aynı zamanda uluslararası toplumun da vicdanını rahatlatacak nitelikte. Türkiye’nin attığı bu adım, devletlerarası ilişkilerde yeni bir denge unsuru oluşturabilir.
diplomatik sonuçlar doğurabilir
Soruşturmanın açılması, Türkiye ile İsrail arasında zaman zaman gerilen diplomatik ilişkileri yeniden hareketlendirebilir. Özellikle kamuoyunun tepkisinin yüksek olduğu böyle bir dönemde, Ankara’dan gelen bu yargı hamlesi, uluslararası diplomasi sahnesinde dikkatle takip ediliyor.
İsrail tarafının bu gelişmeye nasıl tepki vereceği ise merak konusu. Her ne kadar yargı bağımsız bir kurum olarak hareket etse de, bu soruşturmanın siyasi yankıları da olması kaçınılmaz görünüyor.