CHP, 100 yıllık tarihinin belki de en çalkantılı dönemlerinden birinden geçiyor. 2023 yılında düzenlenen 38. Olağan Kurultay ile Özgür Özel'in genel başkanlık koltuğuna oturmasıyla başlayan iç parti gerilimi, yargıya taşınan şaibe iddialarıyla farklı bir boyut kazandı. Özellikle CHP'nin efsanevi isimlerinden Deniz Baykal'ın kızı Prof. Dr. Aslı Baykal, kurultay süreci hakkında yaptığı açıklamalarla hem parti içi muhalefeti hem de kamuoyunu derinden sarstı.
Aslı Baykal, kurultayda yaşananları yalnızca bir "parti içi değişim" olarak görmediğini, aksine bunun Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel mirasını gölgeleyen ciddi bir kırılma anı olduğunu savundu. Mahkeme süreci devam ederken, Baykal’ın “Eğer karar çıkarsa, Kemal Bey’in göreve dönmesi gerekir” çıkışı, özellikle Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerde yankı uyandırdı.
chp'de 'rüşvetle oy' iddiaları: atatürk'ün partisine yakışıyor mu?
4-5 Kasım 2023'te yapılan ve Özgür Özel’in seçildiği 38. Olağan Kurultay ile 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultay'ın iptali istemiyle açılan davada, 15 Eylül 2025 tarihinde beşinci duruşma gerçekleşti. Ancak dava bir kez daha ertelendi. Yeni tarih: 24 Ekim 2025.
Bu bekleyiş sürerken, Aslı Baykal’ın özellikle "yat kat karşılığı oy" göndermesi, parti tabanında şok etkisi yarattı. Baykal, “Cumhuriyet Halk Fırkası'nın ilk genel başkanını Atatürk olarak seçenler, yat kat karşılığı oy kullanıp başkasını seçseydi ne olurdu?” diyerek, sadece mevcut yönetimi değil, parti içindeki etik anlayışı da hedef aldı.
CHP’nin kimliği ve geçmişi üzerinden kurulan bu sert söylem, partinin mevcut yönetimiyle halk arasındaki güven köprüsünün sorgulanmasına yol açtı. Baykal’ın ifadeleri, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda CHP’ye yöneltilmiş tarihi bir sorumluluk çağrısı niteliği taşıyor.
aslı baykal: “karar çıkarsa, bu bir temizlik fırsatıdır”
Kemal Kılıçdaroğlu'nun kurultay sonrası tamamen kenara çekilmiş görünmesine rağmen, mahkemeden çıkacak olası bir kararın ardından yeniden genel başkanlığa dönebileceği konuşuluyor. Aslı Baykal, bu olasılığın partinin kendini temizleme ve yenileme fırsatı olacağını savunuyor:
“CHP’liler bu süreci bir arınma ve ileri atılım fırsatı olarak görmeli. Mahkeme kararı Kemal Bey’in göreve dönmesini gerektirirse, bu yeniden yapılanmanın başlangıcı olabilir.”
Bu açıklama, CHP’nin yalnızca iç politikadaki pozisyonunu değil, aynı zamanda önümüzdeki seçim stratejisini de derinden etkileyebilecek bir tartışmayı tetikliyor. Zira Özgür Özel’in göreve gelişiyle başlayan değişim rüzgarı, şimdi yerini kaotik bir belirsizliğe bırakmış durumda.
