Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası gündemde bir kez daha dikkatleri üzerine çekmesini sağladı. Özellikle Filistin halkına yönelik adaletsizliklere karşı sergilediği sert ve doğrudan tavır, dünya liderlerine açık bir çağrı niteliğindeydi. Bu çıkışa ilk ve güçlü destek ise Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli'den anlamlı zamanlama: Konuşma sonrası doğrudan telefon
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasının hemen ardından Devlet Bahçeli, Erdoğan’ı telefonla arayarak tebrik etti. Bu tebrik yalnızca bir nezaket göstergesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin dış politikadaki söylemine verilen milli bir destek mesajıydı. Bahçeli’nin, özellikle Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken bölümleri öne çıkararak Erdoğan’a desteğini sunması, parti içinden ve kamuoyundan da olumlu yankı buldu.
Filistin vurgusuna dikkat çekti: “Tarihe not düşen bir konuşmaydı”
Devlet Bahçeli, telefon görüşmesinde Erdoğan’ın konuşmasını “tarihe not düşen cesur bir duruş” olarak nitelendirdi. Konuşmanın sadece Türkiye'nin değil, mazlum coğrafyaların da sesi olduğunu ifade eden Bahçeli, Erdoğan’ın dünya liderlerine yaptığı ‘Gazze’deki soykırıma sessiz kalmayın’ çağrısının tarihi bir sorumluluğu yerine getirmek anlamına geldiğini söyledi.
Bu destek, sadece bir parti liderinin bir devlet başkanına verdiği destekten ibaret değil; aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası vicdanın sesi olma iddiasının iç politikadaki yansıması olarak da değerlendiriliyor.
Erdoğan-Bahçeli hattında ortak mesaj: "Adalet, artık ertelenemez"
Ankara kulislerinde bu telefon görüşmesinin ardında yatan daha derin bir stratejik duruş olduğu yorumları da yapılıyor. Hem Erdoğan hem Bahçeli’nin uzun süredir vurguladığı “adil dünya düzeni” çağrısı, BM kürsüsünde somutlaştırıldı. Bahçeli’nin bu çağrıya verdiği destek, sadece bir güncel olay üzerine değil, ortak siyasi vizyonun sürdürülebilirliği üzerine inşa ediliyor.
Diplomatik yankılar: İç politikadan küresel duruşa uzanan bir çizgi
Bu destek açıklaması, sadece Türkiye kamuoyuna değil, uluslararası kamuoyuna da verilen güçlü bir mesajdır. Türkiye'nin özellikle Orta Doğu politikasında aktif ve ilkeli tutumunun arkasında ulusal birlik ve dayanışma ruhununbulunduğu net bir şekilde ortaya konmuştur.