Cumhuriyet Halk Partisi'nde son günlerde yaşanan gelişmeler, parti içinde önemli bir kırılma noktasına işaret ediyor. Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak’ın istifasının ardından, Manisa’nın Salihli ilçesinden gelen haber, CHP’nin yalnızca yerel değil, örgütsel anlamda da sarsıldığını gösteriyor.
Salihli CHP İlçe Başkanı Enver Akgün, hem ilçe başkanlığı görevinden hem de başkan adaylığından istifa ettiğini açıklayarak partideki iç tartışmaları kamuoyunun gündemine taşıdı. Üstelik bu istifa, sadece bireysel bir karar değil; örgüt içindeki rahatsızlığın somut bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
salihli’de açıklama birliği: “parti disiplinine sahip çıkılmalı”
CHP Salihli İlçe Başkanlığı’nda yaşanan bu gelişme, tekil bir çıkışın ötesine geçerek kolektif bir tepkiye dönüştü. Enver Akgün ile birlikte başkan adayları Burak Kultaş, Mehmet Dönmez ve Olgun Özbudak parti binasında kameraların karşısına geçerek ortak bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan Olgun Özbudak, CHP’nin tarihsel misyonuna vurgu yaparak, “Bu parti baskılara boyun eğmeyen bir geçmişe sahiptir. Bugün de aynı duruşun gösterilmesi gerekir,” ifadelerini kullandı. Özbudak’ın sözleri, parti tabanında karşılık bulurken, disiplin sürecinin işletilmesi çağrısı da dikkat çekti.
delegelere baskı iddiası: stk’lar ve parti içi isimler hedefte
Parti içinde asıl tartışma yaratan detay ise, delegelerin belirlenme sürecine yapılan müdahaleler oldu. Özbudak, bazı sivil toplum kuruluşlarının ve parti içindeki etkin isimlerin, delege seçimlerine baskı ve yönlendirme yaptığını iddia etti. Bu durumun, demokratik yarış koşullarını ortadan kaldırdığını ve seçim sürecini zedelediğini belirtti.
Bu açıklama, CHP Genel Merkezi’ne de bir çağrı niteliği taşıdı. Yaşanan sürece müdahale edilmemesi hâlinde, yerel teşkilatın meşruiyetinin zedeleneceği ve tabanın güven kaybı yaşayacağı ifade edildi.
enver akgün: “bu yarış artık sağlıklı değil” diyerek çekildi
İlçe başkanlığı görevini sürdüren ve yeniden aday olan Enver Akgün, yaptığı açıklamada derin bir hayal kırıklığı yaşadığını gizlemedi. “CHP’nin ilkelerine bağlı kalarak bu süreci yürütmeye çalıştım,” diyen Akgün, yaşanan ortamın adil ve sağlıklı bir yarış ortamı sunmadığını söyledi.
Özellikle bazı kişi ve kurumların açık ya da örtülü tehditlerine maruz kaldığını belirten Akgün, “Bu şartlar altında gerçek bir demokratik yarış mümkün değil. Bu yüzden yalnızca adaylıktan değil, görevimden de istifa ediyorum,” ifadeleriyle siyasete bir süreliğine ara verdiğini duyurdu.
parti içinde sessiz bir fırtına mı kopuyor?
Salihli’de yaşanan bu gelişme, tekil bir istifa olarak yorumlanmıyor. Tam aksine, CHP içinde uzun süredir devam eden örgütsel sorunların ve hizipçiliğin dışa vurumu olarak değerlendiriliyor. İstifalar, yalnızca yerel teşkilatları değil, partinin genel yapısını da etkileme potansiyeli taşıyor.
CHP Genel Merkezi’nin bu istifalar karşısında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu olurken, parti tabanında ise “değişim mi geliyor?” sorusu yankı buluyor.
kriz yönetimi mi yoksa suskunluk mu? gözler genel merkezde
CHP'de yaşanan bu gelişmeler, yalnızca iç politikayı değil, yaklaşan yerel seçimler öncesi partinin stratejik pozisyonunu da etkileyecek nitelikte. Göle ve Salihli gibi iki farklı coğrafyadan gelen istifalar, örgüt yapısında ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacını gündeme getirdi.
Ancak tüm bu gelişmelere rağmen, CHP Genel Merkezi’nden henüz net bir açıklama yapılmadı. Parti yönetiminin suskunluğu, tabandaki kaygıyı artırıyor ve “kriz yönetimi”nin zamanında uygulanmaması durumunda daha büyük kopmaların yaşanabileceği konuşuluyor.