Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) yaşanan kongre krizi, artık sadece parti içi bir mesele olmaktan çıktı ve yargı süreciyle birlikte yeni bir boyuta taşındı. Özgür Çelik başkanlığındaki İstanbul İl Yönetimi'nin seçildiği 38. Olağan İl Kongresi'nin iptali için açılan davada ilk duruşma tarihi 3 Ekim 2025 olarak belirlendi. Ancak esas ses getiren duruşma, 6 Ocak 2026'da İstanbul 72. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan ana dava olacak.
Parti içi kaynaklara göre, iptal talebinin temelinde usulsüz delege seçimi, sandık güvenliğinin ihlali ve belge düzenlemesindeki çelişkiler yer alıyor. CHP içerisinde uzun süredir konuşulan bu iddialar, şimdi mahkeme salonlarında karşılık bulacak.
196 delege görevden uzaklaştırıldı: CHP yönetimi görev başında ama güven tartışması büyüyor
Mahkeme, CHP İstanbul İl Kongresi’ne ilişkin süreçte tam 196 delegenin görevden uzaklaştırılmasına karar verdi. Bu adım, sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir deprem etkisi yarattı. İl yönetimi henüz resmi olarak görevden alınmamış olsa da, fiilen yürütülen birçok kararın askıya alındığı ifade ediliyor.
Özgür Çelik’in öncülüğündeki mevcut yönetim, hem parti tabanında hem de kamuoyunda meşruiyet tartışmalarıyla karşı karşıya. Birçok siyasi gözlemciye göre bu dava, sadece İstanbul il başkanlığını değil, CHP’nin genel stratejisini de doğrudan etkileyecek bir dönüm noktası olabilir.
Parti içi hesaplaşma mı, adalet arayışı mı?
CHP’ye yakın isimler, sürecin bir “parti içi operasyon” olabileceğini iddia ederken, diğer kesimlerde şeffaflık ve adalet arayışı ön planda tutuluyor. İstanbul gibi kritik bir ilde yaşanan bu gelişme, önümüzdeki genel seçimlere hazırlanan CHP için oldukça hassas bir döneme denk geliyor.
Özellikle yerel seçimlerde İstanbul'da gösterilen performans, CHP’nin ülke genelindeki moral motivasyonunu etkileyen bir faktör olmuştu. Şimdi ise bu motivasyon, yargı süreciyle gölgelenmiş durumda.
Ocak ayındaki duruşma, yeni bir kırılma noktası olabilir
Her ne kadar 3 Ekim'de ilk duruşma gerçekleşecek olsa da, kamuoyunun gözü 6 Ocak 2026’da görülecek esas davada olacak. Çünkü bu duruşma, sadece mevcut yönetimin akıbetini değil, aynı zamanda kongrenin iptal edilip edilmeyeceğini de belirleyecek.
CHP Genel Merkezi'nin nasıl bir tutum sergileyeceği, bu süreçte oldukça kritik. Genel Başkan Özgür Özel'in henüz resmi bir açıklama yapmaması ise parti içi gerilimi daha da artırıyor. Bazı kaynaklara göre, genel merkezin gerekirse kongrenin yeniden yapılmasına sıcak baktığı belirtiliyor. Ancak bu karar, İstanbul teşkilatında yeni bir iç savaş başlatabilir.
Siyasi dengeleri sarsacak bir karar kapıda
İstanbul gibi stratejik bir ilde yaşanan bu gelişme, sadece CHP’yi değil, tüm siyasi aktörleri yakından ilgilendiriyor. Çünkü İstanbul’un yönetimi, Türkiye genelindeki siyasi atmosferi doğrudan etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
Ekim ve Ocak aylarında gerçekleşecek duruşmalardan çıkacak kararlar, CHP’de olası erken kurultay, yeniden yapılanma ve hatta aday belirleme stratejilerini bile değiştirebilir. Bu süreç, CHP'nin 2026 ve sonrası için izleyeceği siyasi yol haritasını şekillendirecek.