CHP Kurultayına yargı damgası: Dava eylül ayına ertelendi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin açılan iptal davası, partideki iç çekişmeleri yargı zeminine taşıdı. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmada dosya 8 Eylül’e ertelenirken, dava sürecinde dile getirilen iddialar hem siyaset hem de hukuk çevrelerinde geniş yankı buldu.
Parti Avukatlarından Görevsizlik Vurgusu
CHP adına mahkemeye katılan avukatlar, davanın esasa geçmeden reddedilmesi gerektiğini savundu. “Kurultay süreci 6 Nisan’da tamamlandı. Bu mahkemenin böyle bir davaya bakma yetkisi yoktur” açıklaması yapan parti temsilcileri, yargılamayı siyasi bir araç olarak değerlendirdi. Bu çıkış, CHP yönetiminin yargı sürecine duyduğu güvensizliği açık şekilde ortaya koydu.
Lütfü Savaş Cephesinden Geri Adım Yok
Davacılar arasında yer alan eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın avukatı ise kurultayın iptaliyle birlikte mevcut CHP yönetiminin geçersiz sayılması gerektiğini öne sürdü. Açıklamada, “Kurultayda organize suç işlendi, delege iradesi gasp edildi” denilerek Özgür Özel’in görevinin tedbiren sonlandırılması talep edildi. Avukatın “Kılıçdaroğlu yeniden göreve çağrılmalıdır” ifadesi, tartışmaları yeni bir boyuta taşıdı.
Parti Meclisi ve Disiplin Kurulu Sürece Müdahil Olmak İstiyor
Kurultayda seçilen Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri de mahkemeye başvurarak müdahillik talebinde bulundu. Söz konusu davanın, seçimle gelen delegasyonun iradesine doğrudan müdahale anlamına geldiğini savunan üyeler, sürecin partinin iç demokrasisini hedef aldığı görüşünde birleşti. “İddialar temelsizdir, hukuk üzerinden siyaset dizayn edilemez” açıklamalarıyla mahkemeye itiraz edildi.
Suçlamalar Ağırlaşıyor: Siyasi Değil, Cezai Soruşturma
Davaya paralel olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, aralarında Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu bazı CHP’li isimler hakkında “oylamaya müdahale” ve “hileli yöntemlerle delege iradesini yönlendirme” suçlamaları yöneltildi. Bu kapsamda 3 yıla kadar hapis cezası talep edilen sanıklar için hukuki süreç kritik bir dönemece girmiş durumda.
CHP'de Meşruiyet Tartışması Derinleşiyor
Kurultay sonrasında yaşanan gelişmeler, CHP’nin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda yapısal bir krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Özellikle Lütfü Savaş ve destekçilerinin Kılıçdaroğlu’nu yeniden parti liderliğine çağırması, mevcut yönetimin parti tabanında sorgulanmaya başlandığını ortaya koyuyor. Bu durum, ana muhalefet partisinin toplumsal güvenirliğine de doğrudan etki ediyor.
Siyasi Dengeler ve Yargı Süreci Arasındaki İnce Çizgi
Hükümet çevreleri, süreci “demokrasinin işleyişine zarar verecek bir kriz” olarak değil, muhalefetin kendi iç hesaplaşması olarak değerlendiriyor. Ancak davanın içeriği ve tarafların beyanları, yalnızca CHP’yi değil, Türkiye'deki siyasal kurumların işleyişine dair genel bir tartışmanın da kapısını aralıyor. Bu nedenle sürecin nasıl sonuçlanacağı yalnızca partiyi değil, muhalefet blokunun geleceğini de yakından ilgilendiriyor.