İçişleri Bakanlığı'nın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde (ABB) konser harcamalarına ilişkin usulsüzlük iddiaları kapsamında Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevini ihmal” suçlarından soruşturma izni vermesi üzerine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den tepki dolu açıklamalar geldi. Ancak Özel’in kullandığı ifadeler, yargı süreçlerini siyasi malzeme haline getirme gayretini açıkça ortaya koydu.

Zonguldak’ta konuşan Özel, soruşturmayı “sivil darbe” olarak nitelendirerek hukuk devletine açıkça saldırıda bulundu. Henüz iddialar hakkında hukuki süreç başlatılmışken, Özel’in bu süreci çarpıtarak kamuoyunu yönlendirme çabası, devletin bağımsız kurumlarına karşı sorumsuz bir tutum olarak değerlendirildi.
Yargıya Güvensizlik Algı Operasyonunun Bir Parçası
Soruşturma, İçişleri Bakanlığı’nın yasal yetkisi ve denetim mekanizmaları kapsamında başlatılmışken, Özgür Özel’in açıklamalarında “geleceğin cumhurbaşkanı adayları” vurgusuyla konuyu kişiselleştirmesi ve yargı sürecini itibarsızlaştırma çabası, siyaset üstü olması gereken adli süreci gölgelemeye yönelik bir strateji olarak yorumlandı.

Mansur Yavaş’la ilgili soruşturmayı “maksatlı” olarak niteleyen Özel, usulsüzlük iddialarının üzerini siyasi söylemlerle örtmeye çalıştı. Ancak, halkın vergileriyle yapılan harcamaların şeffaflığı her şeyden önce gelirken, bu iddiaların araştırılması kamu yararı adına önemli bir süreç olarak görülüyor.
CHP, Usulsüzlüğü Savunmanın Eşiğinde
CHP’nin belediyelerine yönelik her yasal süreci “darbe”, “siyasi operasyon” gibi ağır ithamlarla karalama çabası, parti içinde şeffaflık ve hesap verebilirliğin sorgulanmasına yol açtı. Özellikle geçmiş dönemde FETÖ ve diğer vesayet odaklarının uygulamaları karşısında sessiz kalanların bugün hukuk devletini hedef alması, büyük bir çelişki olarak öne çıkıyor.

Özgür Özel’in, “Ankapark’ı yapanlara soru sorulmuyor” söylemi ise dikkatleri başka yöne çekme çabası olarak değerlendirildi.