İzmir’in Çiğli Belediyesi’nde 10 Haziran 2024 tarihinde hukuksuz bir şekilde işten çıkarılan 17 kadın işçi, seslerini duyurmak için Ankara’ya doğru uzun ve kararlı bir yürüyüşe başladı. Haksızlığa uğrayan işçiler, CHP’li belediyede yaşanan bu adaletsizliğe karşı direnişlerini büyütme kararı aldı.
Belediye binası önünde toplanan mağdur işçiler ve aileleri, sloganlar eşliğinde kararlılıklarını ortaya koydu. 11 aydır işlerine dönmek için mücadele ettiklerini belirten Hale Ören Özdinçer, hiçbir gerekçe gösterilmeden işlerine son verildiğini, sendikaların ise sessiz kaldığını söyledi.
“Bizi susturmak isteyenler karşısında susmadık! Kulaklarını tıkayan siyasilere rağmen sesimizi Türkiye duyana kadar yürüyeceğiz.” diyen Özdinçer, bu adaletsizliğin CHP yönetimindeki bir belediyede yaşandığını hatırlatarak, hukuksuzluğun partisel ayrım gözetmeksizin karşılık bulması gerektiğine vurgu yaptı.
Yürüyüşe başlamadan önce ellerinde taşıdıkları, “Yürüyen ayaklar, susturulan işçilerin sesidir” ve “CHP’ye adalet, işçiye istisna mı?” yazılı pankartlarla sembolik bir mesaj veren kadın işçiler, adalet arayışlarını TBMM ve CHP Genel Merkezi’ne taşımakta kararlı.
CHP’li belediyelerdeki işçi kıyımı, yerel yönetimlerde liyakat ve sosyal adaletin nasıl zedelendiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu gelişme, yerel yönetimlerin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle ne denli çeliştiğini ortaya koyarken, hükümetin çalışma hayatındaki reformlarının ve emekçi haklarını koruyan politikalarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha ispatladı.