Türkiye'de bazı büyük ve gelişmiş ilçelerin il statüsüne kavuşması konusu bir kez daha gündemin sıcak başlıkları arasında yer alıyor. Özellikle TÜİK verilerine göre nüfusu 100 bini aşan ve mevcut il merkezlerine belirli bir mesafeden daha uzak konumda bulunan ilçeler için umutlar artmış durumda. Peki, hangi ilçeler bu potansiyeli taşıyor ve süreç nasıl işleyecek?
İl olmak için hangi şartlar aranıyor?
Bir ilçenin il statüsüne yükseltilebilmesi için Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ortaya konan bazı temel kriterlerin karşılanması gerekiyor. Bu kriterlerin başında, ilçenin nüfusunun 100 binin üzerinde olması ve bağlı olduğu mevcut il merkezine en az 30 kilometre uzaklıkta bulunması geliyor. Elbette, bu niceliksel şartların yanı sıra ilçenin ekonomik yapısı, şehirleşme düzeyi, eğitim ve sağlık olanakları, ulaşım ağları ve genel sosyo-kültürel gelişmişlik seviyesi gibi birçok niteliksel faktör de değerlendirme sürecinde önemli bir rol oynuyor.

İl olma potansiyeli taşıyan ilçeler
Türkiye genelinde nüfusu 100 bini aşan, mevcut il merkezine olan uzaklığı, sosyo-ekonomik potansiyeli ve gelişim dinamikleriyle il olmaya aday yaklaşık 29 ilçe olduğu kamuoyunda konuşuluyor. Bu uzun ve heyecanla beklenen listede öne çıkan bazı ilçeler şunlardır: Antalya'dan Alanya ve Manavgat, Mersin'den Tarsus, Bursa'dan İnegöl, Tekirdağ'dan Çorlu, Şanlıurfa'dan Siverek, Hatay'dan İskenderun, Balıkesir'den Bandırma ve Edremit, Aydın'dan Nazilli, Muğla'dan Fethiye, Zonguldak'tan Ereğli, Kahramanmaraş'tan Elbistan, Konya'dan Ereğli, Ordu'dan Ünye, Adana'dan Kozan, Ankara'dan Polatlı, Hakkari'den Yüksekova, Mardin'den Midyat, Adıyaman'dan Kahta, Diyarbakır'dan Ergani, Kırklareli'den Lüleburgaz, Şırnak'tan Cizre ve Van'dan Erciş. Bu ilçelerin il olması durumunda, yeni valilikler, il müdürlükleri, adliyeler ve diğer kamu kurumlarının kurulmasıyla tam teşekküllü birer idari merkez hüviyeti kazanacaklar. Bu köklü dönüşüm, beraberinde yeni iş imkanları, artan kamu ve özel sektör yatırımları, gelişmiş şehirleşme ve daha iyi kamu hizmetleri getirerek, bölgenin demografik ve ekonomik kaderini olumlu yönde değiştirebilir ve beklenen nüfus hareketliliğini tetikleyebilir.