Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, Gazze Mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, El Cezire için kaleme aldığı makalede Gazze’de yaşanan insani felaketi, uluslararası toplumun çifte standardını ve çözüm önerilerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalıcı barışın ancak bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin tanınmasıyla mümkün olacağını vurguladı.

“Gazze’de Yaşananlar İnsanlığın Ortak Vicdanını Yaralıyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze Şeridi’nde yaşanan trajedinin dar bir çatışma alanıyla sınırlı olmadığını, tüm insanlığı ilgilendiren derin bir insani felaket olduğunu belirtti. Aylarca süren bombardımanlarla şehirlerin yaşanmaz hale getirildiğini, evlerin, hastanelerin ve okulların yok edildiğini ifade etti.
Sistematik Yıkım ve İnsani Çöküş
Gıda, su, sağlık hizmetleri ve elektriğin çöktüğünü, açlık ve salgın hastalık riskinin Gazze’yi insani çöküşe sürüklediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 61 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Bu tablonun yalnızca bir savaş değil, “sistematik bir yok etme politikası” olduğunu vurguladı.

Batı’nın Sessizliği Eleştirildi
Cumhurbaşkanı, Batı dünyasının diğer krizlerde hızlıca harekete geçerken Gazze konusunda tereddütlü davrandığını, bu tutumun uluslararası düzenin güvenilirliğini zedelediğini ifade etti. Ukrayna krizine gösterilen ilginin Gazze’ye gösterilmesi halinde bugünkü tablonun farklı olacağını söyledi.
Türkiye Hem Sahada Hem Masada
AFAD, Türk Kızılayı ve sivil toplum kuruluşlarının sahada aktif olarak çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıda, ilaç ve tıbbi malzeme yardımlarının tüm engellere rağmen ulaştırıldığını, yaralıların Türkiye’de tedavi edildiğini açıkladı. Diplomatik kanallarda ise BM, İİT ve Katar ile yakın iş birliği içinde ateşkes ve yeniden inşa çabalarının sürdüğünü dile getirdi.

“Gazze’nin Kaybedecek Vakti Yok”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, derhal ateşkes, insani yardım koridorlarının açılması, savaş suçlarının yargılanması ve yeniden inşa sürecinin başlatılması çağrısında bulundu. Gazze’nin yeniden inşasının yalnızca binaları değil, eğitim, sağlık, ekonomi ve siyasi temsil alanlarını da kapsaması gerektiğini belirtti.