İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Davutoğlu: Dış politikamız Erdoğan'ın ruh haline göre değişiyor

Davutoğlu: Dış politikamız Erdoğan'ın ruh haline göre değişiyor

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Doğu Akdeniz'de yürütülen enerji arama faaliyetleri sonrasında bölgede yaşanan gerilim hakkında konuştu, gerilimin düşürülmesi için çağrıda bulunan Davutoğlu "Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve MİT temsilcileri yanında yetkin uluslarası deniz hukukçularından oluşan bir 'Doğu Akdeniz Çalışma Grubu' oluşturulmalıdır. NATO üyesi olmakla birlikte AB üyesi olmayan ABD, İngiltere ve Norveç ile konu ile ilgili yakın bir istişare mekanizması oluşturulmalıdır" dedi.

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

"Doğu Akdeniz’de on yıllardır süregelen gerilimin son dönemde en üst düzeylere çıktığını endişeyle izlemekteyiz. Bu gergin ortamın çok daha tehlikeli boyutlara doğru ilerleme potansiyeli taşıyor olması da endişelerimizi artırmaktadır.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz sahilleri üç ana ekonomik faaliyet alanının ana üssüdür: Antalya’da turizm, Mersin’de serbest bölge ve dış ticaret, Ceyhan’da enerji. Dünyaya açılan hattı oluşturan bu üç ekonomilk faaliyet alanı da barışçıl ortamı gerekli kılar.

Ülkemize destek beyan eden tek ülkenin Azerbaycan olması; ABD, Rusya, Fransa başta, küresel aktörlerin, Mısır, Yunanistan ve İsrail başta olmak üzere bölgesel aktörlerin ülkemizin karşısında yer alması haksızlığımızdan değil, diplomamisimizin zayıflığındandır.

"EYLEM PLANI İÇİN ÇAĞRI YAPIYORUZ"

Maalesef bugün dış politikamız hiçbir stratejik analiz ve uygulama kademelendirmesi yapılmaksızın Sayın Cumhurbaşkanı’nın o anki ruh haline göre aldığı refleksif kararlarla yürütülmektedir.

Öte yandan gerginliğin iç politika malzemesi olarak kullanılması ve ülkemizin bazı kesimlerinin çözüme katkı vermekten dışlanması Doğu Akdeniz politikalarına zarar verebilecek, ülkemizin sahada ve diplomaside konumunu zayıflatabilecektir.

Bu gerçekler ışığında hükümete aşağıdaki siyasi ve diplomatik adımlardan oluşan bir eylem planını devreye sokması çağrısında bulunuyoruz. 

"DOĞU AKDENİZ ÇALIŞMA GRUBU OLUŞTURULMALI"

Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay ve MİT temsilcileri yanında yetkin uluslarası deniz hukukçularından oluşan bir ‘Doğu Akdeniz Çalışma Grubu’ oluşturulmalıdır.

TBMM’de temsil edilen / edilmeyen bütün hemfikir siyasi partilerin Doğu Akdeniz politikalarına desteği ortak bir açıklama ya da bildiri ile ilan edilmeli ve bu konunun iç siyaset malzemesi olarak kullanılmayacağı ortaya konmalıdır.

Konuyu tahrik ederek Avrupa gündemi haline getirmeye, Türkiye-AB krizi haline dönüştürmeye çalışan Yunanistan’a açık bir çağrıda bulunulmalı ve konunun teknik detayları ile birlikte iki ülke arasında ikili bazda görüşülmesine hazır olduğumuz ifade edilmelidir.

"ABD, NORVEÇ VE İNGİLTERE İLE İSTİŞARE MEKANİZMASI KURULMALI"

Yunanistan’ın konuların ikili düzlemde konuşulması çağrımıza vereceği olumlu yanıt meseleyi Türkiye-AB gerilimi olmaktan çıkararak gerilim düzeyini düşürecektir. Yunanistan’ın vereceği olumsuz cevap Türkiye’nin diğer ülkeler nezdindeki pozisyonunu güçlendirecektir.

NATO üyesi olmakla birlikte AB üyesi olmayan ABD, İngiltere ve Norveç ile konu ile ilgili yakın bir istişare mekanizması oluşturulmalıdır. 

ABD ile ilişkilerimiz son dönemde girdiği şahsileştirilmiş niteliğinden süratle çıkarılarak kurumsal bir düzleme taşınmalıdır. 

ABD Başkanı ile Erdoğan arasında ‘Aptal olma’ gibi aşağılayıcı ifadelerle yüklü mektuplardan yakın dostluk ifadelerine kadar değişkenlik gösteren şahsi ilişkiler sarkacının köklü diplomasi geleneğine sahip iki ülkenin hassas ilişkilerini taşıyamayacağı açıktır."