Asrın felaketinin ardından başlatılan Asrın İnşa Seferberliği, Hatay’da düzenlenen anahtar teslim töreniyle önemli bir eşiği daha geride bıraktı. Depremin en ağır yıkımı yaşattığı illerden biri olan Hatay’da tamamlanan konutların hak sahiplerine teslim edilmesi, törende yapılan açıklamalarla birlikte siyasi ve toplumsal açıdan da güçlü mesajlar verdi.
Törene Cumhurbaşkanı, bakanlar ve bölge halkı yoğun ilgi gösterirken, yapılan konuşmalar yalnızca bir teslimatın değil, uzun ve sancılı bir sürecin sembolik kapanışını işaret etti. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’nın ifadeleri, törene damgasını vuran başlıklar arasında yer aldı.
Anahtar teslim töreninde konuşan Devlet Bahçeli, hem yürütülen çalışmalara hem de devlet-millet dayanışmasına vurgu yaptı. Bahçeli’nin kullandığı tarihsel benzetmeler ise törendeki atmosferi daha da güçlendirdi.
“Günümüzün Süleyman’ı ve Sinan’ı”
Bahçeli konuşmasında, Mehmet Akif Ersoy’un Süleymaniye Camii üzerinden kurduğu dizeleri hatırlatarak dikkat çekici bir benzetmeye imza attı. Bu dizelerden hareketle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “günümüzün Süleyman’ı”, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’u ise “günümüzün Sinan’ı” olarak nitelendirdi.
Bu sözler, deprem sonrası yürütülen inşa sürecinin yalnızca teknik değil, tarihsel ve kültürel bir anlam taşıdığı vurgusunu da beraberinde getirdi. Bahçeli’ye göre yapılan iş, sıradan bir yeniden yapılanma değil, adeta küllerinden doğan bir şehir hikâyesiydi.
Bu benzetme, törende bulunan depremzedeler tarafından da dikkatle dinlendi. Çünkü sahnede anlatılan şey, yaşanan acının ardından gelen somut bir karşılıktı.
Hatay’da Küllerinden Doğuş Vurgusu
Bahçeli, konuşmasının önemli bir bölümünü Hatay’a ayırdı. Hatay’ın yaşadığı yıkıma rağmen bugün yeniden ayağa kalktığını ifade eden Bahçeli, devlet ile millet arasındaki dayanışmanın bu noktada belirleyici olduğunu söyledi.
6 Şubat depremlerinin ardından yaşanan süreci hatırlatan Bahçeli, felaketin hemen sonrasında karamsarlığa kapılmadan harekete geçildiğini dile getirdi. Hatay’ın baştan başa inşa edilerek ayağa kaldırıldığını görmek, bu mücadelenin ne kadar büyük olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Bahçeli’ye göre fitne girişimleri, karalama kampanyaları ve devletle millet arasına mesafe koymaya çalışan yaklaşımlar bu süreçte karşılık bulmadı. Aksine, yaşanan felaket toplumun farklı kesimlerini daha da yakınlaştırdı.
Rakamlarla Hatay’daki İnşa Süreci
Konuşmasında somut verilere de yer veren Bahçeli, depremden yalnızca 45 gün sonra ilk konutların temellerinin atıldığını bildiğini söyledi. Kısa sürede devasa şantiyelerin kurulduğunu ve şehrin ana arterlerinden biri olan Atatürk Caddesi’nin geçirdiği değişimin, Hataylılar tarafından yakından görüldüğünü dile getirdi.
Paylaşılan bilgilere göre Hatay’da bugüne kadar 98 bin konut hak sahiplerine teslim edildi. Bu sayının ilerleyen dönemde 150 bin sınırını aşması hedefleniyor.
Bu rakamlar, inşa sürecinin yalnızca hızını değil, ölçeğini de ortaya koyuyor. Çünkü burada söz konusu olan, tekil projeler değil, neredeyse başlı başına yeni bir şehir düzeni.
Devlet-Millet Dayanışmasının Altı Çizildi
Bahçeli’nin konuşmasında öne çıkan bir diğer başlık ise toplumsal birlik çağrısı oldu. Depremin tüm milleti etkilediğini belirten Bahçeli, acıların paylaşılmasıyla azaldığını, mutlulukların ise paylaşıldıkça çoğaldığını ifade etti.
Siyonist emperyalist projelere karşı birlik vurgusu yapan Bahçeli, köken, dil ve yöre ayrımı gözetmeden kardeşlik zemininde buluşulması gerektiğini dile getirdi. Bu sözler, yalnızca deprem sürecine değil, Türkiye’nin geleceğine dair bir çerçeve olarak da okundu.
Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Murat Kurum’a, bakanlara, bürokratlara ve sahada gece gündüz çalışan işçilere teşekkür eden Bahçeli, Asrın İnşa Seferberliği’nin bir irade ve kararlılık göstergesi olduğunu vurguladı.
Hatay’daki anahtar teslim töreni, bu yönüyle sadece konut teslim edilen bir gün değil, yaşanan büyük yıkımın ardından verilen büyük mücadelenin sembolü olarak kayda geçti