TUZEM Akademi Kılıfıyla Sahtecilik Ağı Kurmuşlar
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü büyük çaplı sahtecilik soruşturması, eğitim belgelerinin yasa dışı yollarla satıldığı geniş bir suç ağına odaklanıyor. İddianamede yer alan bilgilere göre şüpheliler, “Özel TUZEM Online Akademi Eğitim Limited Şirketi” adıyla faaliyet göstererek vatandaşlara sahte diploma ve ehliyet belgesi sağladı. Şirketin fiziksel adresi kapatılmış olsa da, internet sitelerinin hala aktif olduğu ve dolandırıcılık faaliyetlerinin bir kısmının dijital ortamda sürdüğü tespit edildi.
Soruşturma sürecinde ele geçirilen dijital delillerde, 80 bin TL karşılığında lise diploması, 120 bin TL karşılığında ise ortaokul ve lise diploması temin edildiğine dair yazışmalar bulundu. Bu belgelerin çoğu, gerçek kamu görevlilerinin adlarına oluşturulmuş sahte elektronik imzalar kullanılarak düzenlendi.
199 Sanıklı Dev Dosya: Elektronik İmzayla Kamu Sistemlerine Sızıldı
Mayıs ayında açılan davayla birlikte 134 şüpheli hakkında işlem başlatılmış, Temmuz ayında tamamlanan ek iddianameyle 65 sanık daha dosyaya dahil edilmişti. Böylece sanık sayısı 199’a ulaştı. Bu şüphelilerden 16’sı halen tutuklu bulunuyor.
Savcılık, 65 sanık hakkında “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme veya yayma”, “bilişim sistemine müdahale yoluyla çıkar sağlama” ve “sisteme hukuka aykırı veri yerleştirme” gibi ağır suçlamalar yöneltti. Bu kapsamda şüphelilerin her biri için 5 ila 50 yıl arasında değişen hapis cezaları talep ediliyor.
E-Devlet’e Sahte Mezuniyet: Tıbbi Sekreter Olduğunu Sistemde Gördü
İddianamede yer alan olaylardan biri, şebekenin mağdurlarından Nursel Tanju’nun başından geçenlerle dikkat çekti. 2023 yılında sosyal medya üzerinden bir diploma reklamına ulaşan Tanju, lise diploması almak üzere “Fatma” ismini kullanan kişiyle irtibata geçti. Kendisinden 70 ila 80 bin TL arasında ödeme talep edildi. Bu tutarı “Zeynep Karacan” adına kayıtlı IBAN hesabına yatıran Tanju'ya online eğitim linkleri gönderildi.
Ancak süreç sonunda e-Devlet sistemine, hiç duymadığı bir üniversiteden “tıbbi sekreterlik” mezunu olduğu bilgisi yüklendi. Bu duruma itiraz edince sistemdeki mezuniyet kaydı lise diplomasıyla değiştirildi. Tüm bu işlemler, Atatürk Üniversitesi yöneticisine ait sahte elektronik imza kullanılarak yapıldı.
Sahtecilik Ağı İçinde Üniversite Personeli ve Üst Düzey İsimler de Var
İddianameye göre, şüphelilerin kopyaladığı elektronik imzalar arasında yalnızca eğitim kurumu yetkilileri değil, aynı zamanda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, yardımcısı, YÖK Eğitim Öğretim Daire Başkanı ve 14 farklı üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları da bulunuyor.
Bu isimlerin dijital imzaları kullanılarak üniversitelerin bilgi sistemlerine erişim sağlandı ve not ortalaması yükseltme, pasif kayıtların aktif hale getirilmesi, sahte mezuniyet kayıtları gibi birçok işlem gerçekleştirildi.
Zeynep Karacan “Organizatör” Olarak Görev Aldı
Soruşturmanın merkezinde yer alan isimlerden biri de Zeynep Karacan oldu. İddianamede Karacan, sürecin başından itibaren “organizatör” olarak tanımlandı. Atatürk Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programından kendisine sahte mezuniyet kaydı oluşturduğu gibi, Ege Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, İnönü Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi çeşitli yükseköğretim kurumlarının sistemlerine de usulsüz girişler gerçekleştirdi.
Karacan, sadece kendisi için değil, başkaları adına da mezuniyet belgesi, not ortalaması güncelleme gibi işlemleri sahte e-imzalarla gerçekleştirdi.
Diğer Öne Çıkan Sanıklar ve Suçlamalar
İbrahim Bolat, Ege Üniversitesi Öğrenci İşleri Başkanı adına sahte e-imza oluşturdu. Bu imzayla sisteme girerek üçüncü kişilere mezuniyet hakkı sağladı.
Abdullah Doğan, Atatürk Üniversitesi sistemine giriş yaparak farklı kişiler adına sahte mezuniyet kayıtları ekledi.
Enver Yılmaz, kendi ve eşi adına kayıtlı internet abonelikleri üzerinden sisteme giriş yaparak hem kendisine hem de diğer şüphelilere mezuniyet kayıtları oluşturdu.
Sahte Belgelerle Gelecek Kurmaya Çalıştılar
Yürütülen soruşturma, yalnızca bireysel dolandırıcılığı değil, kurumsal yapıları hedef alan organize bir suç şebekesini ortaya çıkardı. Sahte belgelerle çeşitli meslek gruplarına giriş yapmayı hedefleyen şüpheliler, hem kamu güvenliğini tehdit etti hem de eğitim sisteminin güvenilirliğine gölge düşürdü.
Yetkililer, sahte belgelerin kullanıldığı tespit edilen kamu pozisyonlarında görev alan kişilere yönelik de incelemelerin sürdüğünü belirtti. Öte yandan internet sitelerinin hala aktif olması, soruşturmanın dijital ayak izlerinin peşini bırakmaması gerektiğini ortaya koyuyor.