İstanbul
Parçalı az bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Dün yazılanlar yarını anlatır...

Dün yazılanlar yarını anlatır...

Kırk yıldan fazladır devam eden ve askeri, polisiye hareketlerle önlenmeye çalışılan iç çatışmaların gün geçtikçe sınırlar ötesine çekilip, o yakada bulunan bataklığa sürüklendiğini izlediğimiz şu günlerde dün yazılan bir yazıya gözüm takıldı.

Kırk yıldan fazladır devam eden ve askeri, polisiye hareketlerle önlenmeye çalışılan iç çatışmaların gün geçtikçe sınırlar ötesine çekilip, o yakada bulunan bataklığa sürüklendiğini izlediğimiz şu günlerde dün yazılan bir yazıya gözüm takıldı.
Ve hem can, hemde ekonomik olarak büyük bedellere mal olan yeni operasyonlarla devam eden doğu ve güneydoğu sancısının, buzlukta ki barış süreci gibi barışcıl adımlardan ziyade hala büyük bedellere mal olan silahlı önlemlerle önlenmeye çalışıldığını da görmekteyiz.
Dün yazılanların bugünü anlattığını bana bir kez daha hatırlatan, 'Hele sen Göle’nin neyini gördün?..' başlıklı o yazımı tesadüfen yeniden okurken bugün yaşananların yarın hangi sonuçlarla sonuçlanacağını da ortaya koyar gibi olması ise tesadüf değil, bir gazetecinin ön görüsünün boşa olmadığını da ortaya koymaktaydı..
Kısacası, dün yazılan ve bugünü anlatan o yazıyı görüp, okumayanların okumasını, okuyan sizinde yazımı yeniden okuması ve yarın yaşanacakları tahmin etmenize yardımcı olacağını düşünmekteyim..
İşte dün, 2015 yılının Ağustos ayında yazdığım ve sanki bu günü anlatan o yazı;

Hele sen Göle’nin neyini gördün?
'Hedef Ardahan 2023' isimli panel ile start alan ve ozanlarımızın saz ve sözleri ile devam eden 14. Ardahan Bal Festivali'ne katılan AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay ve CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün bir köyde ve Halk Eğitim Merkezi'nde ki panelde yaptıkları konuşmalarının satır aralarında anlatmak istediklerini anlamaya çalıştım..
Çünkü, iki milletvekilinin yaptıkları konuşmalar sırasında dikkat çekmek istedikleri konu, Suriye ve güney de yaşananların bu ülkenin 2023'e doğru gidişi sırasında bir hayli sancı çekeceğine işaret ediyordu her iki milletvekili de..
Ki; CHP'li Öğüt'ün MHP'li olduğunu bildiğimiz Sarzep köyünün muhtarının düzenlediği toplantıda, 'Güney sınırlarımızda yaşanabilecek bir sınır değişikliğinde komşularımızın ABD ve İsrail olacağına Kürtler olsun' daha iyi demesi dikkate alınması gereken önemli bir işaretti..
Çünkü Öğüt'ün geleceği görüp, 'MHP'li yanımda' demeden kamuoyunu Güney sınırında     bir Kürt devletinin kurulabileceğinin işaretini     verdiğini anlamak için emekli general olmaya gerek yok..
Öğüt'ün Sarzep'te yaptığı açıklama ardından Halk Eğitim de düzenlenen toplantıya katılan AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay ise partisinin yanlış dış politikasının getirdiği sancıları görmezden gelip, 'Aman ha birlik beraberliğimizi bozmayalım' demesi de Ardahan ve Türkiye'nin 2023 yılına giderken çok da rahat gitmeyeceğinin işareti olarak değerlendirilebilir..
Evet dün, 'Hedef Ardahan 2023' adlı panel ile başlayan ve büyük bir bölümü betona çevrilen ve Milli Egemenlik olan ismi Kent parkı olarak değiştirilen parkta ozanlarımızın saz ve sözleri ile devam eden Ardahan Bal Festivalinin ilk günün de Yener Yılmazoğlu isimli Çıldırlı sanatçımızın, 'Hele sen Göle'nin neyini gördün?' türküsüne benzer gelişmelere gebe bir süreçte olduğumuzu herkes, ama herkes iyi bilmelidir..