Müsilaj tehlikesi sadece Marmara'yı değil, Ege Denizi'ni de tehdit ediyor. Balıkçılık, turizm ve deniz ekosistemi büyük risk altında. Uzmanlar, Marmara Denizi'ndeki artan kirlilik ve kontrolsüz endüstriyel atıkların Ege Denizi için de aynı felaketi getirebileceği uyarısında bulunuyor.
Müsilaj Kuzeye Dayandı: Babakale ve Geyikli Tehlikede
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi’nde yaşananların aynısı Ege Denizi'nde de olacak!” diyerek şu kritik uyarılarda bulundu:
"Müsilaj, Babakale hattına kadar ulaşmış durumda. Akıntı yönüne göre Saros Körfezi'ne kadar ilerliyor. Deniz yüzeyinin altında ciddi müsilaj öbekleri bulunuyor."
Geçmişte Çanakkale Boğazı Kumkale açıklarında yüzeyden 8,5 metre aşağıda müsilaj saptandığını hatırlatan Sarı, deniz çayırlarının üzerinin müsilajla kaplandığını belirtti.

Balıkçılar İsyanda: Ağlardan Müsilaj Fırlıyor
Balıkçı ağlarının bile müsilaj dolu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, yaz döneminde turizm sektörünün bu kirlilikten büyük zarar göreceğini belirtti:
“Dilimde tüy bitti! Müsilajı uyarmaktan yorulduk ama suya konuşuş gibiyiz.”
Marmara Denizi Bu Yükün Altından Kalkamıyor
Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nin 30 milyonu aşkın nüfusun kirlilik yükünü kaldıramadığını belirtti:
"Fabrikaların yüzde 70'i atıklarını arıtmadan denize bırakıyor. Bu tablo sürerse felaket kaçınılmaz!"
Prof. Dr. Meriç Albay da Mayıs ayından itibaren Marmara Denizi'nin yüzeyinden 20 metre derine kadar müsilaj öbeklerinin örümcek ağı gibi kaplayabileceğine işaret etti:
“Marmara foseptiğe döndü! Sanayi tesisleri derhal denetlenmeli ve ağır ceza yaptırımları uygulanmalı.”

Ege’de Daha Kötüsü Gelebilir
Dr. Erol Kesici ise Nisan ayından itibaren daha da kötü bir tablo ile karşılaşılabileceğini belirtti:
“Marmara ve Çanakkale Boğazı'nda dip taramaları yapılmalı ve atıklar eksiksiz arıtılmalı. Eğer bu adımlar atılmazsa Ege Denizinde de müsilaj öbeklerinin artarak yayılması kaçınılmaz olacak.”