İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Erdoğan seçilemezse…

Erdoğan seçilemezse…

Başlığa sonra dönmek üzere zaman makinasında 1 Haziran 2015’e girelim. Ne de olsa unutulduğu için, bilimden uzak kurgu tutkunu milleti hafızasını yoklasın diye zaman makinasına sokalım.

Başlığa sonra dönmek üzere zaman makinasında 1 Haziran 2015’e girelim. Ne de olsa unutulduğu için, bilimden uzak kurgu tutkunu milleti hafızasını yoklasın diye zaman makinasına sokalım.
AKP tek başına iktidara gelecek oyu toplayamadı.
Ama birinci parti olduğu için, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafında hükümet kurma görevi, dönemin AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na verildi. Hatırlarsın, CHP ile görüşmelerinden bi sonuç çıkmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, o zamanlar aralarının limoni olduğu MHP Lideri Devlet Bahçeli soruldu:
“Bahçeli'yi muhatap almayacağım. Şahsıma, ailemle ilgili edep sınırlarını çok aşan ifadeler kullanmıştır.”
Birbirlerine sözlü olarak öyle giriştiler ki, ilk karşılaşacakları yerde neredeyse silahları konuşturacak düzeye geldiler.
Neyse, daha sonra hükümet kurma görüşmeleri için Bahçeli’den randevu istendi. Yanıt, dönemin koşullarına göre kendisinden beklendiği gibi oldu:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta koalisyon hükümetlerini kötülemiş, milli iradenin kararını tartışmaya açmış, dedikodu kazanını kaynatarak Davutoğlu'nun zihni melekelerine ipotek koymuştur. Türkiye tek bir kişinin egosuna, tatminsiz iktidar hastalığına ve koltuk hırsına adeta boyun eğmiştir… Nitekim demokrasi ve demokratik teamüller sakatlanmıştır.”
Bahçeli'nin şartları arasında 17-25 Aralık dosyasının açılması ve Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan dahil herkesin yargıya gitmesi de vardı.
Bunları da geçtik.
Cumhurbaşkanı, daha önce genel başkanlığını yaptığı AKP dışında bir hükümet kurma yetkilisi tanımayarak, bu görevi diğer parti liderlerine vermedi. Her açıdan sıkıntılı bir sürece girebilirdi.
Şimdi geldik zurnanın zırt deliğine:
Hükümet kurarak ülkeyi yönetmeyi kendileri dışında bir iradeye teslim etmeyen Cumhurbaşkanı, milleti-ülkeyi-devleti yönetecek olan Başkan seçilemezse 25 Haziran’da ne olur!
Duydun mu!
Diyorum ki;
Recep Tayyip Erdoğan, adı hala aynı kalırsa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilip, külliyedeki makam girişine Devlet Başkanı levhası astırırsa, ne ala…
Ya seçilemezse, 25 Haziran Türkiye'sinde nasıl bir manzara ile karşılaşacağını sanıyorsun!..
Aylar öncesinden erken seçime hazırlanan, sandıktan ne çıkarsa çıksın sonrası için de bir hazırlık yapmıştır heralde...
Ya seçilemezse, yani bir başka aday cumhurbaşkanı seçilirse;
Sonuç için bir hazırlığı var mıdır dersin!