İstanbul
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Erdoğan: Talihsizliğin adı Kılıçdaroğlu'dur

Erdoğan: Talihsizliğin adı Kılıçdaroğlu'dur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "aday olacak mısın?" sorusuna verdiği yanıta tepki göstererek, "Yüreksizliğini, çapsızlığını, ipinin başkasında olduğunu göstererek cevap vermiştir" dedi. Erdoğan, "Türk siyasetinin en ağır, en eziyetli, katlanması en zor cilvesi maalesef bizim dönemimize denk geldi. Bu talihsiz cilvenin adı Kılıçdaroğlu'dur" diye konuştu

zi hedef alan bir vesayet girişimidir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam'da 'AK Parti 30'uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı. Erdoğan, toplantıda pek çok konuyu ele alacaklarını belirterek, "Bugün ve yarın gerçekleştireceğimiz çalışma oturumlarında Meclis faaliyetlerinden güvenlik ve dış politikaya, tarım ve enerjiye kadar pek çok başlığı ele alacağız. Biliyorsunuz en son istişare ve değerlendirme toplantımızı 2019 Ekim’inde yapmıştık. Salgın döneminde toplantılarımıza mecburen ara verdik. Hamdolsun ülke ve millet olarak bu sıkıntılı süreci en az kayıpla geride bıraktık. Bu vesileyle salgın döneminde Covid-19 teşhisiyle hayatını kaybeden yaklaşık 99 bin vatandaşımıza Allah’tan rahmet, hastalığı atlatan yaklaşık 15 milyon vatandaşımıza da 'geçmiş olsun' dileklerimi şahsım ve milletim adına ifade ediyorum. Rabbim ülkemizi ve dünyayı bir daha böyle musibetlerle imtihan etmesin diyoruz" dedi.

Güçlü ordu mecburiyet

Erdoğan, Suriye’de derinleşen insanlık dramına karşı sınır ötesi harekatlarının başladığı günden bugüne oluşturulan güvenli bölgelere 500 binin üzerinde Suriyelinin geri dönmesini sağladıklarını kaydetti. Erdoğan, "Türk milleti için güçlü bir orduya sahip olmak, tarih boyunca hep olageldiği gibi bugün de bir tercih değil, bir mecburiyettir. Ordumuzu içten içe çürütmek, vatan müdafaasında zafiyete düşürmek, tarihi ve kadim değerleri ile bağını koparmak için her yola başvurdular. Her dönem farklı araçlar ve kişiler kullandılar. En son FETÖ ihanet çetesiyle bu emellerine ulaşmak istediler. Milletimizle birlikte bu büyük ihanet oyununu bozduk. TSK'yı dünyanın en modern orduları arasına katacak adımları attık. Bu sayede Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit'le güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Hem güney sınırlarımızdaki güvenlik hattımızın eksiklerini yeni harekatlarla tamamlayacak hem de karası, denizi, havası ile tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hale getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz. Güvenlik endişelerini yeni harekatlarla gidereceğiz" ifadelerini kullandı.

Hepsi birer aparat!

Erdoğan, milli geliri 235 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdiklerini belirterek, "Şayet Gezi olayları ile başlayan ve devam eden ihanetlerin ülkemize kur, faiz, enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı bugün 1 buçuk trilyon doları bulan milli gelirle farklı yerlerde olacaktık. Sahnede hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bir ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Buna rağmen ülkemize diz çöktürülmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat olduğunu biliyor, asıl mücadeleyi projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz. Türkiye’nin şehit kanlarıyla, heba edilen kaynaklarıyla, kaybedilen vaktiyle ödediği bedellerde payı olan herkesin yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. PKK ile mücadelemizin de FETÖ’nün üzerine tavizsiz gidişimizin de CHP ve şürekasına karşı siyaset zemininde verdiğimiz sert mücadelenin de sebebi, milletimize olan işte bu borcumuz, işte bu sorumluluğumuzdur" dedi.

Kirletemeyeceksiniz

Erdoğan, "Biz, başaramayacaksınız diye meydan okudukça üzerimize yeni yöntem ve araçlarla gelmeyi sürdürenlere diyoruz ki, bu milletin son ferdi de toprağa düşmeden, sinsi senaryolarınızı hayata geçiremeyeceksiniz. Biz istiklal ve istikbal diyerek mücadele bayrağını yükselttikçe ayağımıza taktıkları çelmeleri artıranlara diyoruz ki, bu milletin son ferdi de şehit olmadan aziz vatanımızın tek karış toprağını kirletemeyeceksiniz. Türkiye’nin ekonomide geldiği yeri de yaşadığı kayıpları da işte bu perspektiften değerlendirmek gerekiyor. Tabii onların göremedikleri, fark etseler bile anlayamadıkları bir gerçek var. Bu gerçek, Türkiye’nin potansiyelinin ve gücünün kağıt üzerindeki ölçeklerin çok üzerinde olduğudur. Eğer biz kağıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle mücadelemizi başarıya ulaştırabilirdik ne terörle mücadelemizi zaferle neticelendirebilirdik ne darbecileri bozguna uğratabilirdik ne de uluslararası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik" diye konuştu.

Güya bize cevap vermiş!

“Türk siyasetinin en ağır, en eziyetli, katlanması en zor cilvesi maalesef bizim dönemimize denk geldi. Bu talihsiz cilvenin adı Kılıçdaroğlu'dur” diyen Erdoğan, “Zırvanın dozunu sürekli yükseltiyor. CHP’nin başındaki zat, güya bizim AK Parti Meclis Grubu toplantımızda sorduğumuz sorulara cevap vermiş. Sonra da güya bize 10 soru sormuş. Bizim sorularımıza verdiği cevapların her satırından bu zatın hep işaret ettiğimiz sinsiliği, riyakarlığı, kifayetsizliği buram buram tütmektedir. Birinci sorum olan hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine verdiği cevaptaki örgüt ilişkilerinden terörle mücadele taktiklerine kadar tüm göndermeler, Türkiye’yi birilerine gammazlayan hatta el altından müdahaleye çağıran alçakça tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı yürüttüğü sınır ötesi harekatlarını destekleyip desteklemediklerine, yabancı postal gibi yapılan işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir iğrençliği karıştırarak kirli zihnindeki hezeyanları bir kez daha sergilemiştir. Üçüncü sorum olan İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında devletinin izlediği politikaların yanında olup olmadığına verdiği cevap, sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır. Dördüncü sorum olan Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de yürüttüğü mücadelede kimin safında olduğu hususuna verdiği cevapta, ülkesinin değil, Rumların ve onları üzerimize salanların yanında yer aldığını tekrar göstermiştir” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “Yüreği yetip 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına ise sorumda zaten belli olan seçim tarihinin açıklanması bahanesiyle yüreksizliğini, çapsızlığını, iradesinin ve ipinin başkalarının elinde tutulduğunu bir kez daha göstererek cevap vermiştir” diye konuştu.

Aynaya baksınlar

Gezi olayları hakkında açıklama yapan Erdoğan, “Milletimiz gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Bay Kemal ve şurekası ne derse desin, biz vandala vandal, çapulcuya çapulcu demeye devam edeceğiz. Bize ahlak ve tevazu dersi veren kifayetsizler önce gitsin aynaya baksın, kirli geçmişiyle hesaplaşsın. Bizim şehit bacısına hakaret edenlere sahip çıkanlardan öğrenecek ahlak dersimiz yoktur. Ahlaklı, sorumlu siyaset yapmak konusunda bunların hiçbiri AK Parti'nin eline su dökemez” dedi.

ADAYINIZI

BELİRLEYİN

Seçim tarihinin belli olduğunu belirten Erdoğan, “Bizden yeni seçim tarihi istiyor. Seçim tarihi belli olduğuna göre sen şimdiden Haziran 2023’e hazırlan. Ama önce adayınızı belirleyin. Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun olmuyor musun? Önce bunu açıkla. Soru diye papağan misali tekrarlayıp durduğu zırvalar ise onun sadece yalancılığını, çapsızlığını değil, aynı zamanda ülkesinin ve milletinin çıkarlarını savunacak kalibrede bir devlet adamı olamayacağını göstermiştir” açıklamasını yaptı. SADAT hakkında da açıklama yapan Erdoğan, “Ben SADAT'ın kurucusuyla evinde bir görüşme yapmadım. Bay Kemal sen yalancısın. SADAT’ın kurucusu denilen tuğgeneralle göreve getirdikten sonra benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görüşmelerim var ama evinde herhangi bir görüşme söz konusu olmadı bunu da bilesin. Hem NATO'ya sahip çıkıp hem bunun karşıtlığında davranmak ahmaklığın dik alasıdır.

Yalancıdan genel başkan olmaz dememizin ne kadar haklı doğru olduğunu göstermiştir” dedi.

ALTILI MASANIN ALTINDA

OLANLAR ORTAYA ÇIKSIN!

Muhalefet tarafından kurulan altılı masaya eleştiriler tönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış. Altılı masa uzatmasın artık kararını versin. Altılı masanın altında olan varsa onlar da ortaya çıksın. Beşiktaş Çırağan Caddesi'nde o çınar ağaçlarının kesilmesiyle çok farklı bir katliamın yapılmasını gözleri görmüyor mu? Beşiktaş'ta kesilen çınar ağaçlarını görmedi mi? Nerede bu çevreciler? Bunlara bu işin hesabını sordular mı? Gezi olayları ağaç ve çevre olayları üzerinden demokrasiye karşı yapılan Türkiye'ye karşı kurulmuş bir pusudur. Örgütünüzün elamanları duvara "Zulüm 1453'te başladı" yazarken, sesin çıkmadı. Sözde 3 milletvekili 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde pankart asmaya yeltendiler. Polisimize vurmaya kalkanlar oldu. Bunların parlamentoda yeri olmaz. Bunların bir an önce parlamentodan silip atacak adımların atılması lazım. Köprüye izinsiz pankart asacaksın, görevini yapmaya çalışan polise bunları yapacaksın. Polise el kaldırandan milletvekili olmaz. Vatandaşlarımızın dükkanı yakıldı, polis araçlarımız, camilerimiz yakıldı. Gezi'nin maliyeti 1,5 milyar dolardan fazla. Ekonomik tuzakların sergilendiği ilk yerdir. Gezi kalkışmasının üzerini hiçbir süslü cümle örtemez. Çukur eylemleri ile Gezi olayları arasında niyet olarak hiçbir fark yoktur. Gezi olayları demokrasimi