Türkiye’nin Gazze’ye Olası Askeri Katkısı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Gazze’de oluşabilecek uluslararası güvenlik düzenlemeleri kapsamında üzerine düşen sorumluluğu almaya hazır olduğunu belirterek, gerektiğinde asker göndermenin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. A Haber’de katıldığı canlı yayında Gazze’de yürütülen diplomatik süreçlere ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Fidan, sahadaki gelişmeleri ve Türkiye’nin duruşunu detaylandırdı.
Uluslararası Güvenlik Tartışmaları ve Türkiye’nin Pozisyonu
Fidan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ele alınan karar taslağının halen şekillenmekte olduğuna işaret ederken, tartışılan İstikrar Gücü modelinin Trump dönemindeki barış planında yer alan mekanizmalardan biri olduğunu vurguladı. Bu yapının yetki sınırları ve nasıl işleyeceğine ilişkin hukuki çerçevenin henüz netleşmediğini belirtti.
Amerika’nın, sürecin tıkanmaması için İsrail’le birlikte kurduğu Sivil-Askeri İşbirliği Merkezi üzerinden erken koordinasyon girişimlerini sürdürdüğünü kaydeden Fidan, Türkiye’nin de bu mekanizmalara ilişkin istişarelerde aktif rol aldığını aktardı.
Ateşkes Mekanizması ve Bölgesel Rol
Gazze’de ateşkesin sağlanması sürecinde Mısır ve Katar ile birlikte yürüttükleri girişimlere değinen Fidan, bu ülkelerin attığı adımların ateşkesi mümkün kıldığını belirtti. Şarm el-Şeyh’teki görüşmelerde imzalanan deklarasyonun klasik anlamda bir garantörlük oluşturmadığını, ancak tarafların ateşkesi destekleme iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.
İnsani Yardım ve Gazze’nin Yönetimi
Türkiye’nin kesintisiz insani yardım çalışmalarına dikkat çeken Fidan, Gazze’ye vaat edilen miktarda yardımın İsrail tarafından girişine izin verilmediğini söyledi. Ayrıca Gazze’nin geçici ve apolitik bir komite tarafından yönetilmesine yönelik çalışmaların ilerlediğini, Hamas’ın da yönetimi bu Filistinli komiteye devretmeye hazır olduğunu açıkladığını belirtti.
Silahsızlandırma Tartışmaları ve Türkiye’nin Yaklaşımı
Batı’da sıkça dile getirilen Hamas’ın silahsızlandırılması taleplerine de değinen Fidan, Türkiye’nin meseleyi faile göre değil eyleme göre değerlendirdiğini vurguladı. İşgal sürdükçe Filistinlilerin direnişinin farklı biçimlerde ortaya çıkacağını söyleyen Fidan, sorunun temelinin işgalin sonlandırılması olduğunu, çözümün de buna göre şekillenmesi gerektiğini belirtti.
Fidan, diplomatik alanda yanlış algıları çözerek doğru çerçeveleri inşa etmeye çalıştıklarını ifade ederken, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için Filistinlilere güvenilir bir yol haritası sunulmasının şart olduğunu dile getirdi.