İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Gazeteciliği erteleyince gazeteciler türüyor

Gazeteciliği erteleyince gazeteciler türüyor

Sormayın farkındayım, aldığım görevleri en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde ertelediğim onca işin başında gelen mesleğim, gazeteciliktir.

Sormayın farkındayım, aldığım görevleri en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde ertelediğim onca işin başında gelen mesleğim, gazeteciliktir.
Evet, farkındayım memlekette ‘domuz sürüsü görüldü, kanadı kırık güvercin tedavi edildi’ ya da ‘Kelebeklerin toplu ölümü’ başlıklı haberler dışında haber yapamayan gazetecilerin yanı sıra teknolojiyi fesatlıklarına kurban edip, her yazdığı satırla kendilerini Uğur Mumcu, Musa Anter sananlar türemiş.
Bu bölgenin insanlarının yaşananlarla ilgili haber ve yorum beklediğini ve bunu onlara verecek olanların gazeteciler olduğunu unutan bu sanal fesatların başta Erdoğan hatta neden hapiste tutulduğunu hâkimlerin bile anlamadığı Demirtaş’ın okuduğunu sanmaları ise ayrı bir önemli psikolojik sorun olarak karşımızda durmakta.
Başta, bu sanal gazeteci İstanbul gibi bir metropolde Ardahan’ın adını her yere yazdıran Ardahan Günleri sonrasında Ardahan Bal Festivali ve sonrasında şu anda yoğun bir tempo ile toparlamaya çalıştığımız Serhat Ardahan Spor’un sorunları ve yoğunluğu dolaysıyla ertelediğim ama not ettiğim gazetecilik     mesleğimi bıraktığımı sanıp, sanalda türeyicilerinin dipte köşede ellerindeki telefonlarla gazeteciliğe soyunmalar ve arada birde sözüm ona bana da laf dokundurmaları ise bir başka konu.
Bunların bana dokunarak meşhurlaşmak istediklerini anladığım satırlarında gördüğüm diğer bir şey ise hepsinin birere klavye kabadayısı, devrimcisi, milliyetçi olması da bana bir başka zulüm.
Çünkü biz kırk bacıyız bir birbirimizi tanırız sözünün ötesinde bunların 41’inin çok yakından tanıyan benim bunlarla uğraşacak vaktimin olmadığını bilmenin fırsatını da yaşamaktalar.