Ayçin Kantoğlu: İsrail, çıplak arama yaptı; bize hayvan muamelesi uygulandı
Gazze’ye insani yardım amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na İsrail tarafından uluslararası sularda düzenlenen operasyonun ardından serbest bırakılan 137 aktivist İstanbul’a ulaştı. Kafilede yer alan Ayçin Kantoğlu, yaşadıklarını çarpıcı ifadelerle anlattı: “Bizi korkutamadılar. İsrail çıplak arama yaptı, kafese kapattı, ama boyun eğmedik.”
İnsani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu, 44 farklı ülkeden aktivist, gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sağlık çalışanıyla birlikte Gazze’ye doğru yola çıktığında dünyanın gözü bu sivil misyondaydı. Ancak, İsrail güçleri, Gazze’deki sivil katliamları durdurmak ve insani yardım ulaştırmak için yola çıkan bu filo teknelerine uluslararası sularda müdahalede bulundu.
Filoda yer alan 36’sı Türk vatandaşı olmak üzere toplam 137 kişi, günler süren diplomatik temasların ardından Türkiye’ye getirildi. Tel Aviv yakınlarındaki Ramon Havalimanı’ndan havalanan THY uçağı, bugün saat 15.50’de İstanbul Havalimanı’na iniş yaptı.
Aktivistler, apronda kendilerini karşılayan kalabalığın “Özgür Filistin” sloganları eşliğinde uçaktan inerken duygusal anlar yaşandı.
"36 saat boyunca aç bırakıldık, çıplak aramaya maruz kaldık"
Kafilede yer alan isimlerden biri olan Ayçin Kantoğlu, İstanbul’a indikten hemen sonra kameralar karşısına geçti. Anlattıkları, İsrail’in aktivistlere yönelik insan hakları ihlallerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kantoğlu, gözaltına alındıktan sonra İsrail askerleri tarafından hem fiziksel hem psikolojik baskıya uğradıklarını şu sözlerle anlattı:
“Bize 36-40 saat boyunca su dahi verilmedi. Yemek alamadık. Tuvaletten su içmemizi istediler. En ağır olanıysa çıplak aramaydı. Her şeyi çıkartmamızı istediler. Başörtülerimizi dahi zorla çıkardılar. Her kontrol noktasında tekrar tekrar arandık. Ağızlarımızın içine, dişlerimizin aralarına baktılar. İnsan onuruna açıkça saldırdılar.”
"Gazze'ye hoş geldiniz pankartı astılar; bu bir ahlaksızlıktı"
Aktivistlerin gözaltında tutulduğu merkezde yaşananlar da şok edici boyuttaydı. Kantoğlu, İsrail güçlerinin psikolojik savaş yöntemleri kullandığını, yerleştirildikleri alana dev bir pankart astıklarını belirtti:
“Bizi koydukları yere büyükçe bir afiş yerleştirmişlerdi. Üzerinde Gazze'nin yıkılmış hali vardı ve ‘Gazze'ye hoş geldiniz’ yazıyordu. Bu, yalnızca bir provokasyon değil; ahlaki çöküşün en net göstergesiydi.”
"İsrail artık Gazze yok diyor; ben sadece güldüm"
Gözaltına alındığı limanda kendilerini karşılayan bir İsrail görevlisinin sözlerini de aktaran Kantoğlu, “Nerede olduğumuzu sordu. Ben de, 'Beni kaçıran sensin, sen söyle' dedim. Ardından ‘Artık Gazze yok, İsrail’desiniz’ dedi. Ben ise sadece güldüm” ifadelerini kullandı.
"Kafese kapatıldık, 5 kişilik hücrede 15 kişi kaldık"
Aktivistlerin tutulduğu hapishane koşulları ise insan hakları savunucuları açısından endişe verici düzeydeydi. Kantoğlu’nun aktarımına göre, kadınlar adeta hayvan kafeslerine kapatıldı:
“Bizi demir parmaklıklarla çevrili, dar alanlara tıktılar. 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldık. Duvarda Arapça yazılmış cümleler vardı; anneler çocuklarının adını yazmış. O an anladım; Filistinlilerin her gün yaşadığı buymuş.”
"Terörist muamelesi yaptılar; ama başaramadılar"
İsrail’in, aktivistleri “terörist” gibi göstermeye çalıştığını vurgulayan Kantoğlu, bu çabanın başarısızlıkla sonuçlandığını söyledi:
“Yüzlerine karşı suçsuz olduğumuzu haykırdık. Bizi sindirmeye çalıştılar ama başaramadılar. Vicdanları kurumuş, uluslararası hukuku hiçe sayan bu devlet anlayışının karşısında susmadık. O çeneni kapat, soykırımcı dedik. Çünkü başka hiçbir şey, onların yaptığını tarif edemez.”