İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Gündem Gezi Davası'nda kritik gün! Osman Kavala'nın savunmasında neler söyledi? Mine Özerden, Mücella Yapıcı savunmalarında neler söyledi....

Gezi Davası'nda kritik gün! Osman Kavala'nın savunmasında neler söyledi? Mine Özerden, Mücella Yapıcı savunmalarında neler söyledi....

Bugün kararın açıklanması beklenen Gezi Davası sanıkların savunlamaları alınıyor. Osman Kavala, Mine Özerden, Mücella Yapıcı savunmalarında neler söyledi? İşte sanık savunmalarının bir kısmı

Kürsüye çıkan Osman Kavala'nın savunmasının bir kısmı:

''İddianamedeki hiçbir suç ile eylemle ilişki kurulamamış, delillere genel olarak bakıldığında suçlu olduğumu iddia etmektedir. Mehmet Ali Alabora ile telefon konuşmasından bahsederek, “Benim konuşmamdan iddia makamının çıkarımına varmak mümkün değil" dedi.

Bazı delillerin incelenmesini istiyorum. Bunu sonra konuşacağım ama şimdi tutukluluğuma ilişkin konuşacağım. Delil vasfı taşımayan bilgi ve belgelerin artırılması onları delil yapmaz. Karşılaştığımız sorun AİHM kararının gereğini geciktirme, boşa çıkarma değil, delilleri nesnel bir gözlemcininin gözüyle incelememesidir. Olaylara ve olgulara siyasi açıdan değil, tarafsız bir gözlemci gözüyle bakmaya davet ediyorum.

Mine Özerden:
Topyekün saçma bir kurgunun nesneleri olmaya devam ediyoruz. Bu davanın kurgu olduğu çok açık. Ortada kocaman bir fil var. Karar merciinin bu fili görmeye niyeti yok. 657 sayfalık iddianameyi belki bir şeyler anlarım diye okudum. Anlamadım. Metinler anlaşılamıyor. Noktası, virgülü, yüklemi, öznesi karmakarışık. Fiil yok, fail yok, delil yok, kanıt yok, algı yaratmaya yönelik muğlak ifadeler var.

Benim dava öncesi sürecim 16 Kasım 2018'de tanımadığm bir numaradan aranmamla başladı. Arayan ısrarlı olunca araştırdım ve Vatan Emniyet olduğunu anladım. Ertesi gün ifade verdim. Hukuksuz bir şey yapmadığımı bilen biri olarak ifade alınırken rahattım. Demokratik haklarını kullanan, şiddete başvurmayan bir hak savunucusuyum. Akşam 22.00'ye doğru emniyetten ayrıldım. bundan sonra her şeyi basından öğrendim. Nihayet 19 Şubat 2019'da bu absürt dava açıldı. Ne demekse tapeler yeniden kıymetlendirilmişti. Alenen kıymet kelimesine hakaret.

2013'te Topçu Kışlası'na dair Taksim'de başlayıp, 80 ile yayılan eylemlerin organizatörleri olduğumuz iddia ediliyordu. Piyango neden ve nasıl bize vurdu anlaşabilmiş değiliz. Kendi adıma bu saçmalıklara kızıp üzülemiyorum. Eskiden Uzay Yolu filmi vardı. Mr Spock karakteri, "Bu mantıklı değil" diyerek mantıklı yapmaya çalışırdı. Kurtar beni Mr. Spack diye bağırasım var. Eski heyetten bir hakimin bana karşı bakışını yakaladım, Bana bir pisliğe bakar gibi baktı. O güne kadar kimse bana böyle bakmadı. Ne anlatılıyor bu arkadaşlara? Hakkımızda herhangi bir karar yok. Bu durum benim için mahkeme heyetini reddetme gerekçem.

Gelinen noktada kendimi mütemadiyen "vah, vah" derken yakalanıyorum. Avukatlar, heyetinize tane tane hukuku anlatıyor. Herkes demokratik hakkını kullanmış, orantısız şiddete maruz kalmış, lakin şiddete başvurmamış. İnsan ister istemez mevcut hükümetin zamanında ekonomi bakanının sözlerini hatırlıyor: "Yargıya döner deriz ki arkadaşlar size bundan sonra kimse müdahale etmeyecek, size telefonlar gelmeyecek"

Mücella Yapıcı:
Beraat kararının gerekçesinde, "Sanıkların eylemlerinin barışçıl olması nedeniyle eylem sırasında kamu düzeninin bozulduğuna ilişkin veri olmaması nedeniyle kanunidir... Taksim Dayanışması altında örgütlenmeleri, Anayasal bir haktır ve koruma altındadır" yazıyor. Ben savunma yapmayacağım. Çünkü ben savunmamı beraat ettiğim mahkemede yaptım. Bu savunmayı da size verdim. Buradaki arkadaşlarım için süre istiyorum.

İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı hakkımdaki karardır. 1 Haziran 2015'te verilen kesinleşme kararına göre ben Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri kanunu'na muhalefet etmedim, örgütü yöneticiliğinden de beraat ettim. Beraat ettiğim davanın gerekçeli kararı mahkemenize yollandı. İşte bu gerekçeli karardır benim savunmam sayın yargıçlar. İlk celsede bu davada yaptığımı savunmayı tekrarladım.

İddianamede suçu işlediğime dair emare olmadan savcılık sadece suçluyor, delilsiz olarak iddianameye çevirmiş. İddianamedeki tüm suçlamaları ve iddianameyi reddediyorum. Tuhaf ve trajik. Ben yerli yerimdeyim, ama sürekli savcılar hakimler değişiyor. Ben buradayım, hep yerimdeyim. Hep aynı savunmayı tekrarlıyorum. Beraat kararının gerekçesinde, "Sanıkların eylemlerinin barışçıl olması nedeniyle eylem sırasında kamu düzeninin bozulduğuna ilişkin veri olmaması nedeniyle kanunidir... Taksim Dayanışması altında örgütlenmeleri, Anayasal bir haktır ve koruma altındadır" yazıyor.

Savunma buydu, Gezi bu toplumun yüz akıdır, yargılamanaz. Sizindir karar, Ben burada sözlerime canlarını kaybeden 8 çocuğu ve gözlerinin nurunu kaybedenleri selamlayarak sonlandırıyorum.

Yapıcı'nın sözlerinin ardından izleyiciler alkışladı. Mahkeme başkanı da izleyicileri uyardı.