Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle yapılan atamada Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevine getirildi. Atama, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3. maddeleri doğrultusunda gerçekleştirildi. Yeni göreviyle Duran, Türkiye’nin iletişim stratejilerine yön veren en üst düzey kurumun başında olacak.
Akademiden strateji merkezlerine uzanan bir kariyer
1971 yılında Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde dünyaya gelen Burhanettin Duran, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamladı. Ardından Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmaları yürüttü. Doktora tezinde, Türkiye’de İslamcı siyasal düşüncenin imparatorluktan cumhuriyet dönemine geçişini ele aldı.
Akademik kariyerine Sakarya Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak başlayan Duran, daha sonra doçentlik ve profesörlük unvanlarını aldı. İstanbul Şehir Üniversitesi’nde bölüm başkanlığı yaparak akademide etkin bir rol üstlendi. 2010–2011 yıllarında ABD'de George Mason Üniversitesi’nde misafir akademisyen olarak bulunduğu dönemde, siyasi İslam, Orta Doğu siyaseti ve Türk dış politikası üzerine yoğunlaştı.
SETA'daki rolü, devlet-politika ilişkilerinde belirleyici oldu
Duran, 2013 yılında Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) İstanbul ofisine genel koordinatör olarak atandı. 2014’ten itibaren Ankara merkezli görevine devam etti. Bu süreçte akademi ile kamu politikaları arasında bağ kuran çalışmalara öncülük etti. Stratejik analizler ve kamu diplomasisi alanında ürettiği fikirler, karar alma süreçlerinde etkili oldu.
Üç ciltlik “Türk Parlamento Tarihi”, “Dünya Çatışma Bölgeleri” ve “Türk Dış Politikası Yıllığı” gibi kolektif çalışmaların yanı sıra, düşünsel birikimi ve analitik yaklaşımıyla öne çıkan Duran, dış politika ve iletişim stratejileri arasında köprü kuran isimlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Yeni dönemde iletişim stratejilerine yön verecek
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevine atanmasıyla birlikte Burhanettin Duran, sadece kamuoyuna yönelik bilgilendirme süreçlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki iletişim politikalarını da şekillendirecek. Uzun yıllara dayanan akademik ve stratejik tecrübesi, yeni görevinde kurumsal vizyonu pekiştirmesi açısından kritik bir rol oynayacak.